ŞEHR-İ ERZURUM
Seyyah Wilhelm'dan "Erzurum Adlı Güzel Bir Şehir"
1254 Yılında Erzurum'a Gelen Seyyah Wilhelm Von Rubruk
Wilhelm Von Rubruk Kimdir? Erzurum'a Neden Gelmiştir?
Rubruk, 13. yy.'da yaşamış keşiş seyyahlarındandır. Bu dönemde batıdan doğuya seyahate çıkan seyyahların çeşitli amaçları vardı. Bir kısmı ticaret, bir kısmı bilgi edinme, bir kısmı ise doğuyu yakından tanımakken bazıları özel görevlerle ve siyasî amaçlarla seyahate çıkmışlardır.
Rubruk, Moğollar hakkında bilgi edinmek amacıyla, Fransa kralı emriyle yola çıkmıştır. Rubruk seyahatnâmesinin önemi, Moğolların ülkeleri, tarihleri ve sosyal hayatları hakkında Carpini'den sonra ilk köklü bilgileri yaşadığı tecrübelere göre vermiş olmasındandır.
"Erzurum Adlı Güzel Bir Şehir"
Wilhelm Von Rubruk, Kutsal Clemens gününden (23 Kasım 1254); oruç zamanının ikinci pazarına ( 15 Şubat 1255); kadar, Aras Nehri boyunca kaynağına ulaşana dek sürekli dağlara çıktığından bahsetmektedir. Bu nehrin çıktığı dağların öbür tarafında Erzurum adlı güzel bir şehir bulunur. Şehir Türkiye Sultanına aitti. Buradan kuzeye doğru fazla uzak olmayan bir mesafede ve Gürcistan dağlarının eteklerinde Fırat nehri doğar.
Erzurum'la ilgili şu şekilde devam eder;
Bu şehrin yakınında rivayete göre Nuh'un gemisinin bulunduğu dağ vardır. İki dağdan ibaret olup, bir diğerinden daha yüksektir. Aras Nehri eteklerinden akar. Burada Semanin adlı bir yerleşim yeri bulunur ki anlamı sekiz demektir. Bu adı muhtemelen gemiden inerek yüksek dağa bu yeri tesis eden sekiz kişiden almıştır. Birçokları bu dağa çıkmak istemişlerse de bunu başarmamışlardır.
Ağrı civarından sonra seyyah Rubruk Aras Nehri civarına gelmiştir. Buradan şu şekilde bahseder; "Nehir üzerinde zincirlerle gerilmiş olan bir köprüye geldik. Kür ve Aras Nehirleri burada birlikte akar. Aras Nehri burada adını kaybeder ve sadece Kür adı kalır. Fakat biz bu andan itibaren daima dağlara çıktık ve Aras boyunca ilerledik.
Şiir: Pontem dedignatur araxes - Arasa hiç bir köprü dayanmaz."
Güneybatı istikametine ilerledikçe solumuzda güneye doğru İran'ı, sağımızda kuzeyde denizi ve Gürcistan'ı geride bıraktık. Baycu'nun otlak alanına geçtik. Kumandan Baycu Noyan İran sınırında ordusuyla beklemekte olup, Akdeniz'den ve Antakya'dan 2 gün uzaklıktan itibaren bütün Hıristiyan ve Müslüman ülkelerini almış ve böylece İran'la birlikte 14 memleketi zapt etmiştir.
Baycu onun özel ismi olup, Noyan ise rütbesini ifade etmektedir. O Gürcüleri, Türkleri, İranlıları boyunduruk altına alan ve Aras kıyılarından bulunan ordunun kumandanıdır. Başka bir kumandan İran'da Tebriz'dedir. Adı Argun olup vergi gelirlerine bakmaktadır. Möngke Han şimdi bunları geri çağırarak bu ülkeye gelecek olan kardeşi Hülâgû'ya yer yapmaktadır.
Bu bilgilerle seyyah Erzurum ve Anadolu'nun Moğol istilâsına maruz kaldığını belirtmektedir.
Erzurum ve çevresi Selçuklu Devlet'i tarafından Moğol baskısına karşı tahkim edilmiştir. Ancak Moğolların baskısına maruz kalmış ve Moğolların eline geçmiştir. Gürcüler tarafından kışkırtılan Moğolların Erzurum'a ilk saldırısı 1231 yılında Oktay Han'ın komutanlarından Cormagon Noyan tarafından yapılmıştır.
Kaynak: Ortaçağ Seyahatnameleri, Yrd. Doç. Dr. Gürsoy SOLMAZ
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}{{item.YorumMetni}}