ŞEHR-İ ERZURUM

Erzurum Düşerse Anadolu Düşer!

Erzurum Düşerse Anadolu Düşer!
Erzurum Düşerse Anadolu Düşer!


Anadolu'nun en stratejik yerleşim yerlerinden birisi olan Erzurum...


Erzurum ve çevresine egemen olan milletler Anadolu'ya egemen olurlar.

Orta Asya'dan gelip Batı'ya giden yolların kuzeye ve güneye ayrıldığı bir kavşak noktasında yaklaşık 1500 yıldır tarihe tanıklık eden bu şehir Anadolu'nun en stratejik yerleşim yerlerinden birisidir.

Tarihin en eski dönemlerinden beri gerek jeostrateji gerekse jeopolitik açıdan önemli bir konuma sahip olan ve bu stratejik konumunu asla yitirmeyen Erzurum, Avrasya'nın önde gelen merkezlerinden biridir.

Oldukça yükseklerde (aşağı yukarı 2000m.) doğal yolların kesiştiği bu coğrafya, aynı zamanda doğu-batı, kuzey-güney yönlerinde ulaşımı sağlayan geçitleriyle (Deveboynu, Kop vb.) dün olduğu gibi bugün de, güneşin doğduğu yerden Anadolu içlerine uzanan bütün hareketlenmelere ev sahipliği yapmış ve yapmaktadır.


Avrasya'nın kilidi konumunda olan Erzurum, geçmişte olduğu gibi günümüzde önemini korumaktadır

93 harbi ve Erzurum'un önemi

Anadolu'yu bilen, bölgenin tarih ve coğrafyası üzerine araştırma ve inceleme yapanların saptadıkları bir gerçek vardır: "Erzurum ve çevresine egemen olan milletler Anadolu'ya egemen olurlar. Bölgeyi ellerinden çıkaran milletler ise er veya geç Anadolu'nun öteki kısımlarındaki egemenliklerini de kaybederler. Bu gerçek, söz konusu coğrafyanın, Erzurum ve çevresinin stratejik öneminden kaynaklanmaktadır."

XIX. yüzyılda Osmanlı-İran ilişkilerinde giderek bir azalma görülürken, öte yandan Osmanlı-Rus ilişkileri özellikle Doğu Anadolu ile Kafkasya'da artarak devam etti. Bu yüzyılda Erzurum doğrudan doğruya Rusların tehdidi altına girdi. Çarlık Rusya'sının Kafkasya ve Doğu Anadolu politikasında vazgeçilmez öneme sahip olan ve olmazsa olmaz denilen coğrafya burasıydı.


Ruslar bu arzularını gerçekleştirmek için üç defa Erzurum'a geldiler

93 harbi ve Erzurum'un önemi

Bu gelişlerinden biriside 1877-1878 Osmanlı Rus harbinde gerçekleşti. Tarihlere 93 Harbi olarak geçen bu savaş Erzurum halkının ordu, millet el ele vermesiyle Azizye Tabyalarında eşsiz bir zafere dönüştü. 93 Harbinin çıkmasından sonra Ruslar Anadolu'nun kilidi sayılan Erzurum'u ellerine geçirebilmek için harekete geçmişlerdir.

25.000 kişilik ordusu ile Erzurum Kalesine çekilen Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Rusların 5 Kasım 1877'de yaptıkları teslim teklifini kabul etmeyerek mücadeleye hazırlanmış ve Erzurum halkının büyük desteği ile 8-9 Kasım gecesi Aziziye ve Mecidiye Tabyalarında Ruslara karşı büyük bir zafer kazanılmıştır. Bu savaş Mehmed Arif Bey'in "Başımıza Gelen" kitabında teferruatıyla anlatılmaktadır.

Tabyalar yürüyüşü için slogan olarak seçilen "Erzurum Düşerse Anadolu Düşer" sözü Gazi Ahmed Muhtar Paşa tarafından o tarihlerde gönderilen bir telgraf metninde ifade edilmişti.

Bu sözün tarihi yürüyüş için seçilmiş olması memnuniyet vericidir. Tarihi hatırlamak ve Erzurum' un önemini vurgulamak açısından Mehmed Arif Bey'in Başımıza Gelenler Kitabından o sayfayı aynen yayınlıyorum..


O gün Muhtar Paşa hazretlerine hitaben İstanbul'dan, Padişah II. Abdulhamid Han hazretlerinden şu telgraf geldi

Gazi Ahmed Muhtar Paşa

"Vezirim Muhtar Paşa!

Bugünkü gün bulunduğunuz yer, kahrolası düşmanın arzularını uyandıran Asya'nın en önemli bir noktasıdır. İşte bu yer büyük bir tehlikede bulunuyor.

Maazallah, ordunuzda bir vakitten beri görülen karışıklık ve bozgunlar bu defa da tekrar eder ve Erzurum düşman istilâsına girerse, böyle üzücü bir olayın, devletin maddî ve manevî varlığına açacağı yaralar size tarife muhtaç değildir.

Binaenaleyh, asıl iş görecek, devletin üzerinizdeki nimet hakkını yerine getirme ve İslam milletinin sizden beklediği fedakârlığı ispat edecek gün, bu gündür.

Bulunduğunuz durum ve yer ki, onun muhafaza olunamaması, hepimize, kıyamete kadar tarihlerimizden silinmeyecek ve askerlik namusumuza leke verecek, hazin bir hâtıra olacaktır.

Bunun olmaması için, bütün askerin ve silâh kullanmaya gücü yeten halkın, kanlarının son damlasını bu uğurda akıtıp, savunma görevini ne pahasına olursa olsun yerine getirmeye çalışmaları lâzımdır.

Bunun için bizzat, vezirim İsmail ve İzzet ve Mustafa ve Hasan Paşalarla ciddi elbirliği ederek bütün gücünüzü sarf eyleyiniz. Ve en büyük kumandandan başlayarak, her kim savaş alanında bozgun çıkarır ve geçen muharebede olduğu gibi endişe ve korkuya kapılarak kaçma utancını işlerse, onu derhal kurşuna diziniz. Ve askerin geri çekilmesini önlemek için, diğer etkili askerî tedbirleri dahi alınız.

Cümlenizi Hazret-i Hakk'ın hıfz ü nusretine tevdi eyler ve katiyen telâş ve korku göstermemenizi ve kendilerini korumaya güçleri olmayan biçarelerin ve bilhassa kadın ve çocukların emniyet ve muhafazalarını ayrıca tembih ederim.

Vatanlarının savunmanın, bu konuda fedakârlık ve gayret göstermenin; dini ve insani bir görev olduğu, bu konuda azami direniş ve gayret göstermeleri benim arzum olduğunu, Erzurum ve Erzincan ve Bayburt ve Kiğı kazalarıyla diğer civar yerlerin eşraf ve halkına acele olarak bildiriniz." 5 Kasım 1877

Kaynak:Tarihçi Yazar, Muzaffer Taşyürek

Paylaşım:Vehip Atalay Kitapsarayı-Erzurum

Yorumla
Facebook Twitter Telegram Whatsapp Linkedin Pinterest
{{begeni}} {{yorumsayi}}
8 Kasım 2017 14:23
Kullanıcı
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}

{{item.YorumMetni}}

{{item.BegenSay}}
Oturum Açınız

Yorum yazmak için oturum açmalısınız.

Oturum Aç Üye Ol

Mağazada Çok Satılanlar

Mağaza