ŞEHRİ KEŞFET

Seyyahların Gözünden Yaşayanların Asla Unutamayacağı Erzurum'un Soğuğu!

Seyyahların Gözünden Yaşayanların Asla Unutamayacağı Erzurumun Soğuğu!
Seyyahların Gözünden Yaşayanların Asla Unutamayacağı Erzurum'un Soğuğu!

Erzurum’da nasıl bir soğuk olduğunu yaşamamış olabilirsiniz ancak duymamış olamazsınız. Öyle ki Evliya Çelebi ’11 ay 29 gün bekledim yazı göremedim’ ve yine ‘kedi damdan dama atlarken donmuş’, Keşiş Ricoldus ‘Soğuktan Uzuvları Kesilmiş Kişilere Rastladık ‘,Puşkin'in Temmuz soğuğu şaşkınlığı, Alman yazar Hugo Grothe Türkiye'nin 'Sibiryası' ifadelerine mazhar olmuş Erzurum’un soğuğu. Her ne kadarda bazı iller soğuk denildiğinde akla biz geliriz deseler de soğuk=Erzurum’dur. Yani Erzurum denildiğinde her şeyi unutabilirsiniz ama soğuğu asla unutamazsınız. Öyle de olmuş. Gelen seyyahlar Erzurum’un soğuğundan bahsetmeden geçmemişler.

Hürriyet ‘te yayınlanan Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez’in araştırmalarına göre seyyahların kaleminden karakış ve Erzurum:

Keşişin Notu: Soğuktan Uzuvları Kesilmiş Kişilere Rastladık

Roma tarafından bölge insanını Hristiyanlaştırmak amacıyla bölgeye gönderilen Keşiş Ricoldus, bölgenin sonu olarak nitelendirdiği Erzurum için notları arasına şu bilgileri düşmüştür: 'Türkiye'deki yolculuğumuza çok soğuk bir bölgede devam ederek, yüksek bir yere kurulu Arçurum (Erzurum) adında güzel bir şehre vardık. Bu güzel şehirde hava o kadar soğuktu ki, uzuvları kesilmiş birçok kişiye rastladık. Soğuk sebebiyle kimisi burnunu, bazıları ayaklarını veya bacaklarını, bazıları da ellerini kaybetmişti.'

Evliya Çelebi'nin Dilinden Erzurum Soğuğu

Erzurum Seyyahları

Evliya Çelebi'nin 'Ben Erzurum'da 11 ay, 29 gün kaldım, yaz görmedim' ve 'Damdan dama atlarken kedinin boşlukta donduğu' şeklindeki anlatıları dile getirilir. Seyahatnamenin ikinci cildinde Evliya Çelebi, Erzurum'un soğuk bir diyar olduğunu söyler ve şunları ekler:

'Efvâh-ı nâsdadarb-ı meseldir kim bir dervişe 'Kanden gelirsin?' derler,

'Berf rahmetinden gelirim' cevabını verir.

'Ol ne diyârdır?' derler;

"Sovukdan ere zulüm olan Erzurûm'dur' der.

'Anda yaz geldiğine râst geldin mi?' derler. Derviş eydür:

"Vallahi on bir ay yigirmi tokuz gün sâkin oldum, cümle halkı yaz gelir derler, ammâ görmedim' der."

Puşkin'in Temmuz Soğuğu Şaşkınlığı

Puşkin, 1829 yılında Osmanlı-Rus savası sırasında, Rus ordusuyla birlikte yola çıkarak Erzurum'a kadar gelmiş ve geçtiği yerlerdeki gözlemlerini kaleme almıştır. Puşkin, Haziran ve Temmuz aylarında Erzurum'da olmasına rağmen, şehrin havasının soğukluğundan bahsederek, dağların yüksek kesimlerinin neredeyse yılın tamamında karla kaplı olduğunu ifade etmiştir. Puşkin Erzurum havasıyla ilgili ifadeleri şu şekildedir;
"Sert bir iklimi var buranın. Kent denizden 7.000 ayak yükseklikte bir vadiye kurulmuş. Çevredeki dağlar yılın büyük bir kısmında karla örtülüdür. Ormansız, fakat bitek bir toprağı var. Her yandan kaynaklar fışkırıyor, her yerde su kemerlerine rastlıyorsunuz."

Türkiye'nin 'Sibiryası'

Erzurum'un Soğuğu

1903 yılında Erzurum’a gelen Alman yazar Hugo Grothe yöreyi Türkiye'nin Sibiryası olarak nitelendiriyor.

Tarih boyunca bölgeye gelen seyyahlar, yazarlar burada yaşayan insanların soğukla olan mücadelesini kaleme alıyorlar.

Kapak Fotoğrafı Ertaç Koçak

Yorumla
Facebook Twitter Telegram Whatsapp Linkedin Pinterest
{{begeni}} {{yorumsayi}}
27 Şubat 2019 20:50
Kullanıcı
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}

{{item.YorumMetni}}

{{item.BegenSay}}
Oturum Açınız

Yorum yazmak için oturum açmalısınız.

Oturum Aç Üye Ol

Mağazada Çok Satılanlar

Mağaza

ERZURUM NAMAZ VAKİTLERİ

İMSAK
{{item[0]}}
GÜNEŞ
{{item[1]}}
ÖĞLE
{{item[2]}}
İKİNDİ
{{item[3]}}
AKŞAM
{{item[4]}}
YATSI
{{item[5]}}