Erzurumlu Him Mustafa Usta!

Erzurum’un bu değerini bir başka Erzurumlu Tacettin Özonur anlatıyor.

Dadaşlar diyarında kadim çarşı Tebrizkapının bir dönem, binlerce insana ekmek kapısı ve teknesi olduğu zamanlar ile başlıyor yazı…

Esnaflığın zanaatın altın bilezik sayıldığı yıllar.  O dönemin kadim esnaflarından, dini bütün, ömrü hayatını Dadaş kültürüyle yoğurmuş, ahiliği kendisine rehber kılmış, vatan millet sevgisi ve şiarı ile hayatını mesleğine adamış, çarşıda güler yüzü ve saygın kişiliği ile herkes tarafından sevilmiş sayılmıştır. Soy isminin Himoğlu olmasından mütevellid, Him Mustafa usta diye hitap edilmiş, sobacılık, tenekecilik mesleği ile iştigal etmiş, hacca gidip geldikten sonra, ‘Hacı Mustafa’ usta olarak bilinen, eski toprak, adam gibi bir adam dediğimiz, çarşının yerli ve kadim esnaflarından Hacı Mustafa Himoğlu...

Him Mustafa ustanın dükkânını bilenler bilir.  Tebrizkapıda berber Nusret'in sırasında, gaz ocakçı Hacı İdris ustanın dükkânı ile bakkal Ahmet Şeroların deposunun yanında bulunan sobacı ve tenekeci dükkanı.

Him Mustafa ustanın evi de Gavurboğan, Emir Şeyh Mahallesi, Güllübey sokakta, Gavurboğanı kuş bakışı tepeden gören bir mevkideydi.

Ustanın ilk hanımı çok genç yaşta rahmetli olunca, ikinci evliliğini yapmış olsa da küçük yaşta annesiz kalan çocukların bakımında öz anneleri gibi, büyük bir sevgi ile onları yetiştiren çok muhterem bir anneleri vardı.

Ustanın üç oğlu bir kızı var...

Büyük oğlu Mücahit Himoğlu, gençliğinde birçok sportif ve kültürel faaliyetler içerisinde bulunarak amatör ligde, Erzurumspor genç takımında, iyide futbol oynamış olmasına rağmen, o yıllarda Erzurum'da çok sevilen gözde boks sporuna meyil vererek, Boks Milli Takımı formasını giymiştir.

Türkiye şampiyonluğu ve uluslararası başarılara imza atarak, ülkemize madalyalar kazandırmış sporcularımızdandır. Gençliğinde bir dönem dayı mesleği olan tabelacılığa, ressamlığa merak sararak, baba dükkanın dış duvarına çizdiği Erzurumspor’un mavi, beyaz çift başlı kartal arması ile Erzurum sevdasını duvara nakşeder.

Bir taraftan da öğrenimine devam etmiş, Fen Fakültesini bitirmiştir. Endüstri Meslek Lisesinde Matematik öğretmenliği, idarecilik, Cumhuriyet Lisesinde Müdürlük, Milli Eğitim Şube Müdürlüğü ve 21. dönem Erzurum Milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.

Ortanca oğlu Cahit Himoğlu, halen Karayolları Bölge Müdürlüğünde çalışmaktadır.

Aynı zamanda Yolspor boks takımının antrenörlüğünü yaparak bu güne kadar birçok şampiyon sporcu yetiştiren, kendisi de vakti zamanında, Türk Milli Takımının formasını giyerek Türkiye şampiyonluğu ile ülkemizi Avrupa ve Balkan şampiyonalarında başarı ile temsil ederek bir çok madalya kazandırmıştır.

Ustanın küçük oğlu Erdal Himoğlu, sporcu aileden geldiğinden hep sporla iç içe boksa meyilli olsa da bir aileden iki boksör yeter düşüncesi ile memuriyette karar kılarak, TEK Elektrik kurumunda uzun yıllar hizmet verdikten sonra emekli olmuştur.

İş hayatına atılıp, Erzurum'da farklı iş dallarında hizmet etmeye çalışmış, sosyal kişiliği ve geniş çevre müktesebatı ile adeta şehrin ayaklı hafızası olmuştur.

Tabi ki bu ailenin yetişmesinde en büyük pay sahibi olan babaları Him Mustafa Ustanın, ileri görüşlü, Milli ve manevi değerlerle yoğrulmuş olarak, çocuklarını yetiştirme arzu ve isteği en büyük etkendir.

Him Mustafa Usta, çok neşeli ve güler yüzlü bir adamdı, gülünce ağzındaki altın dişleri ortaya çıkar ona ayrı bir hava katardı.

Yazın sürekli kapının önünde sandalyede oturur, limonlu çayını yudumlarken bir yandan da soba sacı kesen Fikret kalfaya iş tarif ederdi.

Boyundan aşırmalı siyah peştemali sürekli belinde bağlı olurdu. Mustafa Ustanın dükkânda tezgâhın altında, eskilerin deyimi ile bir de çıkını vardı. Bir teneke içerisine eline geçen bakır ve pirinç parçalarını biriktirir, zaman sonra teneke dolunca satar, hayır ve hasenat işlerine çok meyilli olduğundan bu yolda harcardı.

Son olarak 7 Mayıs 1994 tarihinde vefat eden Him Mustafa Usta için Tacettin Özonur, “Ustam, umarım çıkınına doldurarak yaptığın hayır ve hasenatlar ile susuz köye akıttığın çeşmenin suları kabrini sulayarak cennet bahçelerinden bir bahçeye çevirmiştir” diyor.