ERZURUMLU ÜNLÜLER

Erzurumlu Hacı Mevlüd Baba!

Erzurumlu Hacı Mevlüd Baba!
Erzurumlu Hacı Mevlüd Baba!

Erzurum Değerlerinden!


Seyyid Hacı Mevlüd Baba Kimdir?


Seyyid Hacı Mevlüd Baba, Hz. Resûlüllah'ın Hüseyin nesebinden 39.torunudur.

Seyyid Hacı Mevlüd Baba (KS), miladi 1887 yılında Erzurum'un Horasan ilçesine bağlı Hacı Ahmed (Sanamer) Köyü'nde, mütevazi bir evde dünyaya gelmiştir. Bu ev Seyyid Hacı Ahmed Baba'nın binlerce insanı irşad ettiği Rifâî tekkesiyle iç içe olup, takriben 80 m2'lik bir ahşap evdir.

Günlerinin büyük bir kısmı dedesiyle birlikte dergahta geçmiştir. 17 Yaşlarına kadar Ahmed Baba ile aynı mekanı paylaşmışlardır. Birinci Dünya Savaşının patlak vermesiyle Kayseri'nin Maksutlu Köyü'ne hicret etmek zorunda kalmıştır. İki yıl sonra tekrar Erzurum'a dönmüş, Hacı Ahmed Baba'nın bir halifesinin yanına yerleşerek, Erzurum'daki muhtelif medreselerde İslâmi ve Tasavvufî eğitim görmüştür. Dervişlerin büyük arzusuyla köydeki dergaha gelmiş ve yıkılan dergahı yeniden inşa ettirmiştir. Yaklaşık bir asırlık irşad mekanının temeli de böylece atılmış oldu. Bu mekanda Seyyid Ahmed Baba'dan kalma bir de çilehane bulunmaktadır.

Mevlüd Baba sadece köydeki dergahta irşad faaliyetlerini yürütmemiş, özellikle bahar aylarında başta çevre köyler olmak üzere değişik mekanlarda irşad görevini sürdürmüştür.

Hacı Mevlüd Babanın Erzurum'a Hicreti!

1971 yılına kadar köyde yaşamış, aynı yıl Erzurum'a hicret etmiştir.

Erzurum'da da müstakil bir ev almış. 3 odalı olan bu evin bir odasını dergah yapmıştır. Şehir merkezinde bulunan bu evde ahşap olup, hâlen özüne ve ruhuna uygun olarak kullanılmaktadır. Yüzlerce insanı irşad ettiği bu evin eski ve küçük olması nedeniyle başka bir eve taşınmıştır. 1994 yılına kadar da bu hanede irşad görevini yürütmüştür. Vefatlarıyla bu evi de Hacı Ahmed Baba Camii'ne vakfedilmiştir.

Mevlüd Baba'nın yaşadığı mekanlar, lüks ve gösterişten uzak, bir tasavvuf mekanı havası içinde olmuştur. Evlerinde tasavvufun inceliklerini ve sanatını gösteren eşyalar, tablolarda bulunmaktaydı.

Seyyid Mevlüd Baba, ilk önce Zekiye Hanım ile evlenmiş, Mustafa ve Abdulkadir isminde iki oğlu, Rukiye isminde de bir kızı olmuştur. Birinci hanımının vefatından sonra halasının kızı Fatıma Hanım ile evlenmiş, bu evliliğinden Talib, Yakub ve İlhami isminde üç erkek ve Dürdane isminde bir kızı olmuştur. Fatıma Hanım'ın vefatından sonra Emine Hanım ile evlenmiştir. Emine Hanım'dan herhangi bir çocuk dünyaya gelmemiştir.

Sağlıkla Geçen 107 Yıl!

Kendisi sıhhatli bir yaşam geçirmiş, hiç doktora gitmemiş ve ilaç kullanmamıştır. Zaten 107 yıl yaşam sürmesi de bunun bir göstergesidir.

Mevlüd Baba, 107 yaşına gelmişti. 28 Ekim'i 29 Ekim'e bağlayan gece saat 00.20'de evlatları ve dervişlerinin Kur'ân tilavetleri arasında mübarek alınları terlemiş, gözleri yaşarmış, burun kanatları genişlemiş ve asırlık çalışan kalbi kelime-i tevhid ile son kez atmıştır. Ve kelime-i tevhid ile ruhunu Hakk'a teslim etmiştir. 1887 yılında başlayan hayat 29 Ekim 1994 yılında noktalanmıştır.

Mevlüd Baba'nın vefatı müridleri ve yakınlarını derin bir üzüntüye sevk etmiştir. Yurdun dört bir yanından gelen müridler, dervişler, büyük zâtlar ve yakınları artık Mevlüd Baba'ya son görevini yapmak üzere Erzurum'da toplanmışlardır. Cenaze namazı ikindi namazını müteakip Emir Şeyh Camiinde kılınır. Büyük bir kalabalığın iştirak ettiği cenaze namazını Erzurum'un manevi dinamiklerinden Abdulğafur Has Hocaefendi kıldırır. Namazın akabinde binlerce insanın tefekkür ve tevhidleri ile cenazesi Hacı Ahmed Baba Camii bahçesine getirilerek tekbir ve gözyaşları arasında ebedi istirahatgahına uğurlanır.

Hacı Mevlüd Baba'nın vefatının ardından onun kişiliğini, tasavvufî hayatını anlatan, değerini ifade için önemli görüşler beyan edilmiş, mersiyeler dile getirilmiştir. Ankara'dan Halifesi bulunan Hacı Ömer Efendi de Hacı Mevlüd Baba'nın vefatının ardından şu beyitleri dile getirmiştir:

Göçtü Seyyid Mevlüd şahı cihanım
Hayali gönlümde mihmanım idi
Bülbül gibi artmaktadır efganım
Açılmış bir gülü handanım idi.

Şeriat şehrinde kavlinde sadık
Tarîkat ehline şeyhi muvafık
İlmi tebabet de lokman-ı hazık
Her türlü derdime dermanım idi.

Sülaleyi pak-i ali Muhammed
Alnında parladı nuru müebbed
Melalet-i mâsivâdan mücerred
Şeyhi Kâmil Kutbu zamanım idi.

Çifte sancağıyla ol paki zât
Tarîkat yolunda eyledi sebat
Eyledi pendiyle hâlli müşkilat
Destigirim darul emanım idi.

Viraneyim ağlamaya kanmayam
Mehdi senasından hiç usanmayam
Nasıl ah etmeyem nasıl yanmayam
Mürşidim efendim sultanım idi.

Yorumla
Facebook Twitter Telegram Whatsapp Linkedin Pinterest
{{begeni}} {{yorumsayi}}
15 Ocak 2017 00:00
Kullanıcı
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}

{{item.YorumMetni}}

{{item.BegenSay}}
Oturum Açınız

Yorum yazmak için oturum açmalısınız.

Oturum Aç Üye Ol

Mağazada Çok Satılanlar

Mağaza