Erzurumlu Olarak Biz Birbirimizi Takdir Ya Da Tebrik Edebiliyor Muyuz?

Beğenilmek, takdir edilmek, tebrik edilmek güzel bir duygu. Değerlendirilmek, değer olduğumuzun bize bildirilmesi ise belki de yaşadığımızı, hissetmenin en güzel anı. Takdir etmek aslında insana verilmiş en kuvvetli inisiyatif yetkisi. Maliyeti sıfır, katma değerinin de sınırı yok.

Nihat Kılıçoğulları'nın bu anlamda paylaştığı yazı oldukça hoşumuza gitti. Kendisini takdir ediyoruz. Bir Erzurum sevdalısı olduğuna hiç şüphemiz olmayan Nihat Kılıçoğulları'nın yazısını sizinle paylaşıyoruz...

"Bana "Erzurum'un en büyük çıkmazlarından birisi nedir?.." diye sorsalar,

"Takdir ya da tebrik etmemek, edilmemek..." diye cevap veririm.

Biz bunu beceremiyoruz. Hatta sevmiyoruz takdir etmeyi.

Korkuyoruz sanki tebrik etmeyi dostumuzu, kardeşimizi, tanıdığımızı, komşumuzu, bildiğimizi...

Bir vakit, Erzurum'da bir toplantıda yanımdaki bir dostuma "Bak şu bizim arkadaşımız, kardeşimiz, üniversitede hoca, hem de profesör, çok güzel çalışmaların altına imza atıyor. Erzurum'un gururu..."

diye anlatırken,

"Sen emin misin? Pek profesör gibi görünmüyor." diye cevap verdi.

İşaret ettiğim kişi Erzurum Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hasan Türkez idi.

Son olarak Antalya'da Uluslararası Analitik ve Biyoanalitik Kimya Kongresi'nde "Alzheimer tedavisinde nanoteknoloji kullanımının avantajları ve sınırlılıkları" konulu konuşmasıyla göz doldurdu.

Dünya Sağlık Örgütü Gıda Ve Sağlık Komisyon Üyesi, dünyanın en iyi nanoteknoloji uzmanlarından ve Erzurum Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji - Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Türkez hocamı ve kardeşimizi bir kez daha tebrik ederiz. Allah yolunu, izini ve bahtını her daim güzel etsin."

Konu takdir edilmek iken, takdire şayan bir çok başarılı çalışmaya imza atan Prof. Dr. Hasan Türkez hocamızı da tebrik ediyoruz...