ERZURUM TARİHİ

'Üç Ayda 50 Bin İnsanı Katlettiler, Tarihte Benzeri Olmayan Vahşeti Canlı Tanıkları Anlatıyor'

Üç Ayda 50 Bin İnsanı Katlettiler, Tarihte Benzeri Olmayan Vahşeti Canlı Tanıkları Anlatıyor
'Üç Ayda 50 Bin İnsanı Katlettiler, Tarihte Benzeri Olmayan Vahşeti Canlı Tanıkları Anlatıyor'


Erzurum'da 1915 Olayları ve Katliamlar!


Ermeni Taşnak Çeteleri, tarihi Türk Yurdu Erzurum'u insanıyla, medeniyetiyle, kültür varlıklarıyla, sanat eserleriyle ve bin yıldan beri gururla taşıdığı Türk kimliği ile ortadan kaldırmaya ve tarih sahnesinden silmeye çalışıyordu.

Rus Askeri birlikleri Erzurum'u terk etmiş ve genel karargâhı Sarıkamış'a taşımışlardı. Ruslar, Erzurum'daki komutanlığa da Ermeni Komiteci Antranik'i tayin etmişlerdi. Bu gelişmenin hemen ardından 1918 yılının Şubat ve Mart aylarında tam bir "Türk Soykırımı" yaşandı. Türkler'e karşı başlatılan soykırımın başında ise Ermeni Antranik ve Dr. Azeryev bulunuyordu.

erzurum da ermeni katliamları

Ermeni Taşnak Çeteleri, tarihi Türk Yurdu Erzurum'u insanıyla, medeniyetiyle, kültür varlıklarıyla, sanat eserleriyle ve bin yıldan beri gururla taşıdığı Türk kimliği ile ortadan kaldırmaya ve tarih sahnesinden silmeye çalışıyordu.

Ermeni Komitacılar;

Dervişağa Mahallesi'ndeki Ezirmikli Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarında 1200,

Yanıkdere mevkiinde 3000,

Kongre Caddesi'ndeki Hacı Ahmet Han'da 1373 ve

Yeğenağa Mahallesi'ndeki Ahmet Efendi'nin evinde 450 kişiyi topluca katlettiler. Katliamlar iki ay boyunca vahşice sürdü.

erzurum da ermeni katliamları


Katliamlar Nasıl Yapıldı?

Erzurum Yanıkdere Katliamı

20 Şubat 1918'de, demiryoluna biriken karların temizletileceği bahanesi ile şehirden toplanan yüzlerce yaşlı ve çocuk elleri bağlı olduğu halde yirmişer kişilik gruplar halinde vagonlara doldurulup Yanıkdere Mevkiine götürülür. Tren Yanıkdere Köprüsüne gelince, elleri birbirine bağlı insanlar silah zoruyla ve kafalarına baltalarla vurularak dereye itilir. Kopan feryatların duyulmaması için ise, tren sürekli düdük çalmaktadır. Vagonlar boşaltıldıkça tekrar doldurulur. Ve bu hunharca cinayetler sabaha kadar tekrarlanır durur. Ermeni caniler, ellerindeki tüfek ve el bombaları ile de dereye döktükleri insanlara ateş yağdırmaktadırlar.


Küçük bir çocukken, Alaca Köyündeki katliamdan kurtulmayı başarabilen İsmail Gürcan şunları anlatmıştı

"Katliamlardan bir hafta evvel köye gelen yabancıları içeri alıp, dışarıya kimseyi bırakmıyorlardı. 2 veya 3 Mart 1918'de Ermeni bozgun askeri köyümüze geldi. Bütün köylüyü toplayıp, ikişer ikişer ellerinden bağladıktan sonra mereklere doldurdular ve kurşuna dizmeye başladılar. Bu korkunç facia, bir değil, birkaç binada icra edildi. Benimle annemi elele bağlamışlardı. Kurşunlar anneme değer değmez kendini içeri atmasıyla bana kurşun değmemiş oldu. Sonradan ölüleri süngülerken bana da iki süngü darbesi isabet etti. ''

erzurum da ermeni katliamları


Bir başka Gazimiz anlatıyor

"Hınıs'da bir köy evine girdik. Başları kapalı, ağızları yaşmaklı olduğu halde, kırk kadar kadın hiç kımıldamadan oturuyordu. Anne, bacı neden konuşmuyorsunuz? dedik, hiç ses çıkarmadılar. Eşarplarını açıp baktığımızda hepsi ölmüştü. Yerden kaldırmak istediğimizde ise, kazıklara çakılmış olduklarını gördük."


Kazım Karabekir Paşa 12 Mart Sabahını Şöyle Dile Getiriyor

Erzurum da halk gözyaşları içinde kimi oğlunu, kimi babasını, kimi karısını yakılmış yada süngülenmiş buluyor, saçlarını yoluyorlardı. Sokaklarda canlılıktan bir iz bile kalmamıştı. Yerlerde çocuk, kadın ve yaşlılar kanlar içinde yatıyordu.

Demiryolu istasyonunda sanki bir mezarlık ölülerini dışarıya çıkarmıştı. Cenazeler arasından geçerek feci duruma gözlerimizle şahit olduk. Bilhassa Tahtacılar semtinde ki karşılıklı yer alan Ezirmikli Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarına doldurup yakarak katlettikleri Erzurumlular, insanı titretiyordu.

erzurum da ermeni katliamları


Tarihçi Ahmet Refik Altınay 9 Mayıs 1918'de Erzurum'a Geldikten Sonra Şunları Yazar

"Rusların çekilmesi üzerine şehir kâmilen Ermenilerin elinde kalmış. İşte bütün zulümler, yangınlar ve facialar o zaman başlamıştır. Yalnız Erzurum sokaklarında toplanan İslam naşı, dört binden fazla evlere doldurulup yakılanlar, yol yaptırmak bahanesi ile uzaklara götürülüp öldürülenler bu hesaba dahil değil."

Ahmet Refik Altınay harabe haline gelen Erzurum'u gezerken yanına sokulan biri

"Bu gördüğünüz, şehrin temiz halidir. Bu sokaklar hep kadın ve çocuk ölüleriyle doluydu. Kadınların memeleri ve mahrem yerleri kesilmiş, duvarlara çakılmıştı. Şu telgraf tellerine hep çocuk başları asılmıştı. Karınları deşilmiş yarı çıplak kadın cesetleri geçeceğimiz yolun iki tarafına dizilmişti. Talihsiz milletimizin bu halini görerek, delirecek hale gelmiştik. Bakalım medeni Avrupa, bu büyük cinayetlerin faillerini arayacak mı? Tarih böylesine bir vahşilik kaydetmemiştir."

erzurum da ermeni katliamları


Üçüncü Ordu Komutanı Vehip Paşa, işgalden sonra Erzurum'un durumunun başkomutanlık makamına gönderdiği bir mektupta

"Erzurum da Ermeniler tarafından uygulanan katliam, Engizisyon zulümlerine rahmet okutulacak düzeyde düzenlenmiştir. Tarih bu katliamların henüz böyle bir benzerini kaydetmemiştir" şeklinde ifade etmiştir.


Erzurum'daki Rus İkinci Topçu Alay Komutanı Yarbay Tverdo-Khlebov hatıratında

"Ermeniler bana 27 Şubat gecesi 3000 Türk'ü öldürdüklerini iftiharla beyan ettikleri zaman, savunmasız, masum insanların öldürülmesinin bir vahşet olduğunu söylediğim de, bize siz Rus'sunuz, Ermeni Milletinin idealini anlayamazsınız" diye cevap verdiklerini eserinde` üzülerek ifade etmiştir.

Yine Khlebov hatıratında: "Erzurum'da kalan bütün Rus Subayları, kendi haysiyet ve formaları ile Ermenilerin Türklere yönelik katliamlarını örtmek için kalmayıp ancak amirlerine itaatte, yalnız Rusya'ya hizmet için kaldık. Erzurum'da bulunduğumuz müddetçe Ermeni Çetelerinin vahşet ve rezaletine son verilmesini istedik" demek suretiyle, Ermenilerin Erzurum ve çevresindeki vahşetine dikkati çekmektedir.

Rus Yarbayı hatıratının bir başka yerinde de diyor ki; Büyük rütbeli topçu subayları birleşerek Rus Başkomutanına verdiğimiz raporda, "Erzurum'dan hepimizin ayrılmasına müsaade edilmesini, çünkü burada hiçbir şey yapmayıp, ancak Ermeni Eşkiyası yüzünden adımızın lekelenmesini hiçbir zaman istemediğimizi bildirdik"


Rus Yarbayı Grizyanov

Ermeni çetelerinin hizmetinde telefonculuk vazifesi yapan ermeni kızlarından ikisini, Ilıca'daki Merkez Camisinin avlusuna götürüp kadın cenazelerini gösterdi. Üzülüp teessüf edeceklerini sanan Rus subayı gözlerine inanamadı. Ermeni kızları sevinçle gülüyorlar, pek neşelenmişe benziyorlardı.

Yorumla
Facebook Twitter Telegram Whatsapp Linkedin Pinterest
{{begeni}} {{yorumsayi}}
13 Mart 2017 11:31
Kullanıcı
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}

{{item.YorumMetni}}

{{item.BegenSay}}
Oturum Açınız

Yorum yazmak için oturum açmalısınız.

Oturum Aç Üye Ol

Mağazada Çok Satılanlar

Mağaza

ERZURUM NAMAZ VAKİTLERİ

İMSAK
{{item[0]}}
GÜNEŞ
{{item[1]}}
ÖĞLE
{{item[2]}}
İKİNDİ
{{item[3]}}
AKŞAM
{{item[4]}}
YATSI
{{item[5]}}