ERZURUM HİKAYELERİ

Ahmet Emi'nin Altınları

Ahmet Eminin Altınları
Ahmet Emi'nin Altınları


HeybelereYükle ve Arkasından Baka Kal!


Erzurum'da üç hanımı olan seksen yaşlarında bir Ahmet ağa yaşarmış.


Ahmet ağa tarlayı sürerken bir küp altı bulmuş. "Bu küp altın dolu, ne yapayım? köye götürsem bunu elimden alırlar" diye düşünür ve şehre götürmeğe karar verir.

Şehre gideyim iyi bir güvenilir arkadaş bulayım teslim edeyim diye karar verir. Tarlanın tumbundan yola çıkar uzaktan bir atlı geldiğini görür. Atlıyı durdurur ve derki:

-Ağabey ben bu tarlayı sürerken bir küp altın buldum. Gel bunu şehre götürüp satalım yarısı sana yarısı da bana. Atlı bakar ki adam doğru söylüyor. Altınları heybenin gözlerine taksim ettirerek doldurtur ve atını kamçılayarak oradan kaçar. Bizim Ahmet ağa bağırır mağırır ama boşuna atlı kaçıp gider.

Atlı Hurşit'in hanına gider ve konaklar ve hancıya atlarına iyi bakmasını söyler ve kendine de yemek ister ve heybeyi de duvara asar ve uzanıp keyif çatmaya başlar.

Ahmet emmi Dere mahallesindeki evine gelir suratı bir karış perişan bir durumdadır. Büyük karı hemen söze girer.

-Ula herif sene ne oldi, bu ne hal bele?

Ahmet emi olup biteni ve atlının Hurşit'in hanına doğru gittiğini anlatır. Neyse kumalar Ahmet Emmi'yi yedirip içirirler ve yatırırlar. Küçük kuma diğer kumaları güzel bir süsler yanlarına bir ustura ile biraz da boya alırlar ve Hurşit'in hanına gelirler. Hurşit kapıyı açar:

-Ne istirsiz hanımlar diye sorar? Küçük kuma hemen atılır:

-Emmi bu karıların biri kız kardeşim biride gelinim. Gelinim kocasından küsmüş gelmiş handa yatir onları barıştırmaya geldim der. Hurşit'te hiç şüphelenmeden altınları çalan adamın odasına karıları yollar. Adam kapıyı açar bakar ki üç tane süslü bezekli kadın içinden "Allahım sen ne büyüksen hem tarlanın tumbunda bir küp altın handa da üç tane kadın gönderisen" diye geçirir.

Hanımlar hoş sefa geldiniz diye içeriye buyur eder.

-Hanımlar bir şeylerimiz olsaydı da yeseydik der; küçük kuma hemen atılır:

-Bey bizim her şeyimiz var der. Hanımlar hemen nevaleyi açarlar ve adamı iyi bir sarhoş ederler. Adam, adam akıllı sarhoş olmuştur. Başlar soru sormaya:

-Hanım senin adın ne diye? Küçük kuma hemen atılır:

-Onun adi Bene Benzer Hanım Adam şaşırır

-Allah Allah heç belede ad ola yav Küçük kuma yine sözü alır:

-Bey, onun anasının heç çocuğu olmirmiş. Bu doğarken demiş ki ecebe çocuğun bene benzer mi? ondan sonra bu olanda da adını Bene Benzer goymuşlar.

Adamın kafa dumanlı.."Bene Benzer Hanım", "Bene Benzer Hanım" diyip durmaya başlamış. Öteki yanına dönüp ortancı kumaya sorar:

-Hanım, ya senin adın ne? Yine küçük guma sözü alır:

-Bet onun adi Benden Beter. Adamın kafası ey ya, bu isimlere de kafayı takınca iyice ey olmuş:

-Allah Allah, heç bele de isim ola? Benden Beter ne demek? Küçük guma yine atılmış:

-Ey, onun anasi heç gün görmemiş. Çocuğu olanda, ecebe bu benden beter olur mi? diye söylenirmiş.Daha sonra onun adi da Benden Beter galmış...

Adamın kafası iyice leyla olmuş... İçki bir yandan, kadınların güzelliği ve illaki küçüğün konuşması öte yandan. Bir de "Bene Benzer Hanım", "Benden Beter Hanım" isimleriyle iyice sarhoş olmuş. Sarhoş ama küçük hanımı da merak eder dururmuş. Bu seferde ona sormuş:

-Ya hanım senin adın ne? Küçük guma işlevli işlevli:

-Benim adım da Nerde Oyniyim Hanım...

Adam gene şaşırınca, kadın hemen atılmış:

-Ben doğarken anam çoh sevünmüş. Galhmış oynamaya başlamış. Adam bunları duyunca kalkmış oynamaya başlamış. Bir yandan da:

-Nerde oyniyim, Nerde Oyniyim Hanım, Bene Benzer, Bene Benzer Hanım, Benden beter, Benden Beter Hanım diyip duruyormuş.

Velhasıl, kadınlar bunu zilzurna sarhoş etmişler. Adam sızınca küçük kuma hemen usturayı almış bir güzel bunun kafasını tıraş etmiş. Yüzünü gözünü de iyice boyamış. Birgeline benzetmiş yüzükoyun bırakmışlar. Daha sonra da heybenin altınlarını bir güzel boşaltmışlar adamın elbiselerini de alıp evlerinin yolunu tutmuşlar. Gidip ihtiyar kocalarının koynuna girip yatmışlar.

Sabah olur olmaz adamın atı ahırda kişnemeye başlar yem, su ister. Hancı Hurşit ses kesilmediğini duyunca adamın odasına çıkar, kapıyı açıp içeri girer. Adam yüzükoyun yatmaktadır:

-Efendi, kalk da atan alaf ver diye söylenir. Ancak adamdan hiç ses seda yok "Ula bu teres öldi mi ne?" diye düşünür.

Yanında yaklaşıp iyice bağırır ve ayağı ile dürtmeye başlar. Adam biraz uyanır. Zanneder ki karılar kendisine seslenirler. Hemen sağına dönüp söylenmeye başlar:

-Bene benzer var mi? Bene benzer var mi? Hurşit bunu dinler. Adam soluna dönüp:

-Benden beter var mi? Benden beter var mi?

Hurşit bakar ki adam sapıtmış. Sinirlenerek:

-Ula it oğlu it, galh ayaği, atan ne vereceksen ver. Adam hafif ayağı kalkınca başlar söylenmeye :

-Nerde oyniyim, Nerde oyniyim Hanım, nerde oyniyim?

Hurşit'in sinirleri iyice bozulur.Süpürgenin sapı ile bunun kafasına iyice vurur:

-Ula gavat, ahur böyük, nerde oynarsan oyna... Adam hem dayak yer, hem de:

-Bene benzer Hanım, Benden beter Hanım, Nerde oyniyim, Nerde Oyniyim Hanım, diye tekrar edip durunca, Hurşit dayanamaz:

-Ula itoğli it, aynaya bir bah.Ne senden beter var, ne sene benzer var. Yıhıl da get karşımdan der ve hanından kovar..

Yorumla
Facebook Twitter Telegram Whatsapp Linkedin Pinterest
{{begeni}} {{yorumsayi}}
25 Şubat 2017 16:25
Kullanıcı
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}

{{item.YorumMetni}}

{{item.BegenSay}}
Oturum Açınız

Yorum yazmak için oturum açmalısınız.

Oturum Aç Üye Ol

Mağazada Çok Satılanlar

Mağaza