
Vakit zamanda Erzurum'da Fadime Eze ve haylaz oğlu Ramazan yaşarmış. ?Fadime eze kendi halinde sakin bir kadınmış ama oğlu Ramazan gamsız ve hayta...
Heç Emi Heç Heç
Vakit zamanda Erzurum'da Fadime Eze ve haylaz oğlu Ramazan yaşarmış.
Fadime eze kendi halinde sakin bir kadınmış ama oğlu Ramazan gamsız ve hayta biriymiş.
Günlerden bir gün evde ekmek kalmamış, annesi Fadime Eze ekmek pişirmek için tandırı yakmış. Hamur yoğurmağa hazırlanırken birde bakmış evde tuz yok. Bağırmış oğluna git çarşıdan bir koşu tuz alda gel. Oğlunun durumunu bilen Fadime Eze iyice de tembihlemiş:
-Aman oğlum çabuk gel bak tandır yanıyor seni bekliyorum aman sakın unutma tuz alacaksın.
Bizim hayta oğlan evden ayrılır ayrılmaz alacağı şeyi unutmuş. Anam bana ne demişti diye düşüne düşüne sağa sola baka baka yola koyulmuş. Acaba ben ne alacaktım diye düşünürken, tamam demiş, ben -heç- alacam. -Heçe heç heç- diye yola koyulmuş. Biraz ilerledikten sonra bakmış ki adamın biri derede olta atıp balık tutuyor yanına gitmiş heç heç diyerek.
Balık tutan adam Ramazan'a basmış tokadı. Ramazan "niye vuruyorsun amca ben sana ne yaptım?" diye adama sorduğunda balık tutan adam:
-Oğlum balık tutana öyle denir mi?
-Ya söyleyeyim amca?
Adam "rastgele de oğlum" diye cevap verir.
Bizim hayta oğlan "rastgele rastgele" diyerek yola devam eder.
Bir müddet yürüdükten sonra bakar ki bir cenaze omuzlarda götürülüyor "rastgele rastgele" diyerek yanlarına yaklaşır. Tabi bu arada "rastgele rastgele" demeye de devam eder. Cenazedeki adamlar "ulan oğlum sen ne diyorsun" diye kızar ve Ramazan'ı güzel bir pataklarlar. Ramazan:
"Bana niye vuruyorsunuz"
Diye çıkıştığında cenazedekiler:
"Oğlum öyle denmez Allah rahmet eylesin Allah rahmet eylesin denir" diye Ramazan'a tembih ederler. Ramazan artık alacağını unutmuş "Allah rahmet eylesin, Allah rahmet eylesin" diye, diye yoluna devam eder.
Bir müddet daha yürüdükten sonra bir bakar ki yol kenarında bir köpek leşi. Tabi bizim hayta oğlan "Allah rahmet eylesin" diye diye gittiğinden köpek leşinin başında da aynı şeyleri tekrarlar.
Yanından geçen bir amca Ramazan'ın enseye tokatı yapıştırır.
"Ulan salak herif köpek leşine Allah rahmet eylesin denir mi?" Diye birde kızar.
"Ya ne söyliyeyim amca" der Ramazan.
"Of ne pis kokuyor püf ne pis kokuyor diyeceksin" der ve oradan uzaklaşır. Bizim Ramazan "öf ne pis kokuyor püf ne pis kokuyor" diye diye yoluna devam eder. Bir müddet daha ilerledikten sonra hamamdan çıkmış salına salına gelen kadınları umursamaz bile. Onların yanından geçerken "öf ne pis kokuyor, püf ne pis kokuyor" diyerek yoluna devam ederken kadınlardan biri ayakkabısını kaldırıp Ramazan'ın kafasına vurup kafasını kırar.
"Ula sen ne biçim konuşuyorsun daha biz hamamdan yeni çıktık" der. Bu arada Ramazan'ın aklına annesinin tuz almak için çarşıya yolladığı gelir ama artık kafası da kırılmıştır...
Yorum Yazın