ERZURUMUN YÜZLERİ
Zarafeti ve Huy Güzelliği ile Erzurum'da Meşhur Alim ve Şair Hazık

Hazık, 1690 yılında Erzurum'da doğdu. Asıl adı Mehmed'dir. Seyyid Mehmed adıyla da anılmıştır
Şiirlerinde, "hazakatli, işinin ehli, usta" anlamına gelen Hazık mahlasını kullanmış, zarafeti ve huy güzelliği ile Erzurum'da meşhur alim şair
Hem-nâm-ı hayr-ı kâfile-i silk-i enbiyâ
Hâzık lakab medîhada nâdir zuhura bak
Zihnî
Kaynak eserlerde ve Divan'ında, Hazık'ın aile fertlerinden babası, hanımı ve oğlu hakkında kısa bilgi vardır. Hazık, Peder kim ispiri Bu Bekr Efendi nam ile maruf mısraında da belirttiği gibi, Erzurumlu âlimlerden ispirli Ebu Bekir Efendi'nin oğludur. Ebu Bekir Efendi, Karabağ yöresinden Erzurum'a gelmiştir.
Ebu; Bekir Efendi, çeşitli ilimlere dair on kadar eser yazmıştır. Oğulları tarafından korunan bu eserler, 1828'de Rusların Erzurum'u istilası sonucunda diğer kıymetli eserlerle birlikte gasp edilmek suretiyle İran'a götürülmüştür (Şu Bizim Ispir. 1981);.
Babası vefat ettiğinde Hazık 33 yaşındadır. Kendisinden çok şey öğrendiği babasının 1723 yılında vefat etmesine tarih düşürmüştür. Târih-i Vefât-ı Peder-i Hod Kara Bekir Efendi Ranimehullâh başlıklı ve üç beyitten oluşan bu tarih manzumesinde, babasını, ilmi yayma, eser yayımlama ve talebe yetiştirme yolunda her sıkıntıya katlanan fedakâr bir âlim ve Allah rızası haricinde hiçbir şey gözetmeyen kanaat- kâr bir hoca olarak tanıtmıştır.
Divan'ındaki Mersiye-i Zevce-i Hatice Hanım başlıklı mersiyeden Hazık'ın Hatice Hanım'la evlendiği, Târih-i Vilâdet-i Ferzend-i Ercümend-i Hod Ebu Bekir Efendi başlıklı tarihten de 1732'de bir oğlunun dünyaya geldiği ve ona Ebu Bekir adını verdiği anlaşılmaktadır.
Hazık'ın Tahsili
Hazık, önce Erzurum'da İhlasiye Medresesi müderrisi Müftü Ömer Efendi ve Kazabadi Ahmed Efendi gibi devrin tanınmış âlimlerinden ilim tahsil etmiş, daha sonra Feyziyye Medresesi müderrisi olan babası Ebu Bekir Efendi'den ders alarak tahsilini tamamlamıştır.
Hazık'ın Görevleri
Hazık, tahsilini tamamladıktan sonra Erzurum'da müderris, nakibüleşraf ve müftü olarak görev yapmıştır.
Hazık, icazetname aldıktan sonra Erzurum'da Yazıcızade İbrahim Paşa Medresesi ve bugün Çifte Minareli Medrese diye bilinen Hatuniye Medresesinde müderrislik yapmıştır. Erzurum'da elli yıl kadar çeşitli ilimlerin öğretimi ile uğraşmıştır.
Hazık, Başımda taşır idim gün nişan-ı sadatı mısraında da belirttiği gibi Hz. Muhammed'in soyundan gelen bir seyittir. Sadat-ı kiramdan olması dolayısıyla Erzurum na-kibüleşraflığına, 1756'da da Erzurum müftülüğüne tayin edilmiştir.
Erzurumlu şair Zihnî, Erzurum müftülüğüne tayin edilen Hazık'a bir kaside sunarak onu tebrik etmiş, bu göreve liyakatini bildirmiş, görevinin hayırlı olmasını dilemiş ve bu görevde başarılı olması için dua etmiştir.
Arif Hikmet Tezkiresi, Muti adlı bir şahsın nüfuzunu kullanarak altı ay sonra Hazık'ı Erzurum müftülüğü görevinden azlettirip kendisinin bu göreve atanmasını sağladığını; aynı şahsın, Kuyruk Salih adlı birinin de fetva kâtibi olarak görevlendirilmesinde yardımcı olduğunu kaydeder. Her iki şahsın bu görevleri yürütebilecek ilim, irfan ve kabiliyete sahip olmadıklarının farkında olan Hazık, kaygısını nükteli bir beyitle şöyle dile getirmiştir:
Bir zamârı hayli semin idi semend-i fetvâ
Kuyruk'a düşdi zebûn oldı dirîgâ hayfâ
Târihçe-i Erzurum, Hazık'ın daha sonra tekrar Erzurum müftülüğü görevine atandığını ve bu görevi vefatına kadar sürdürdüğünü kaydetmektedir.
Hazık, Hicri 1176 yılının Ramazan ayı ve Kadir gecesinde Erzurum'da vefat etmiştir. Bu hicri yıl, ay ve günün Miladi karşılığı Nisan 1763'tür. Hazık'ın mezar taşı kitabesi ve vefatına tanıklık eden Erzurumlu şair Zihnî'nin, onun vefatına düşürdüğü iki manzum tarih tarih, Hazık'ın H.1176'da vefat ettiğini göstermektedir.
Bu mâh-ı rûzedeşeb-i kadre tesâdüfe
Evtâr-t aşr âhir-i hayrü'ş-şühûra bak
Çıkdı biri vefâtını bî-nokta harf ile
Zihnî dedi hulûs ile zeyl-i sûtûra bak
Şevk-ı niyâz-ı afv ile yâ hû deyüp iriş
Gel gir huzûr-ı hazrete Hâzık sürura bak
Hazık, o dönemde Erzincankapı Mezarlığı'na defnedilmiş, daha sonra mezarı başka bir yere nakledilmiştir. Büyük Tefsir Tarihi, Hazık'ın Erzincankapı Mezarlığı'ndaki mezarının ilk zamanlar bir ziyaretgâh olduğunu, Hazık'ın mezarının yanında Maksut Efendi, Gıdalızade Mehmed Efendi ve Solakzade Ahmed Efendi'nin de yattığını, vücutları gibi mezarları da Erzurum için şeref sayılan bu dört meşhur âlimin son zamanlarda mezarlarının kaldırıldığını, yerlerinin bi- nâm u nişân kaldığını yazmaktadır.
Hazık'ın dostu Erzurumlu şair Zihnî, varlığı Erzurum için bir şeref sayılan Hazık'ın vefatının, bütün şehrî etkilediğini hem ilim ehlini hem de bütün Erzurum halkını derinden üzdüğünü ifade etmiştir
Erzurûmun âb u tâbın nev-bahâr olsun da gör
Çeşme-sârâ Çeşme Pünhân âşikâr olsun da gör
Ol hilâl-ebrû güzel bedr olmamış mehdir henüz
Çâr-deh sâle cevân-ı işve-kâr olsun da gör
Cûylar çekmez mi ol servi derûn-ı sîneye
Sâye-endâz-ı kenâr-ı cûy-bâr olsun da gör
Gör ne kanlar dökecekdir şîve-gâh-ı nâzda
Çeşm-i mahmûrı o şûhun bâde-hâr olsun da gör
Hazık'ın İlmi Kişiliği
Hazık, zarif bir insan ve ilmiyle amel eden bir alimdir. Mehmet Nusret, Hazık'ın zarafeti ve huy güzelliği ile Erzurum'da meşhur olduğunu, Zihni ise Hazık'ın hayırla yad edildiğini söyler.
Hazık, 18.yüzyıl alim şairlerindendir. Erzurum müftüsü sanıyla tanınmış kudretli bir alimdir. Kaynak eserler, Hazık'ın en zor meseleleri halledebilecek bir ilme sahip meşhur bir alim olduğunda birleşmişlerdir.
Hazık Efendi ilm ercümendi
Allame kendi alem begendi
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Hazık'ın Eserleri
Hazık'ın manzum ve mensur olmak üzere Divan, Talikat Ala Tefsiri'l-Beyzavi ve Fetvalar adlı 3 eseri bilinmektedir.
Kaynak: Atatürk Üniversitesi, erzurum'un Yüzleri, Prof.Dr. Hüseyin Güfta
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}{{item.YorumMetni}}