ERZURUMDA RAMAZAN
Erzurum'un Meşhur Hafızları ile Erzurum'da Hatim Geleneği
Meşhur Hafızları ve Kendine Özgü Gelenekleri ile Geçmişten Günümüze Erzurum'da Hatim ve Mukabele Geleneği
Ramazan'da bir âlî-şân ederler, O şehr-i siyamı zî-şân ederler...
Erzurum'da eskiden olduğu gibi günümüzde de Ramazan boyunca camilerin tamamında hatim okunur. Bazı camilerde, o caminin imamı veya müezzini, vakit namazlarından önce ve sonra hatim okur ve mahallenin çoğunlukla yaşlıları ve emeklileri önlerindeki rahleye yerleştirdikleri Kuran'dan hocanın okuduğu cüzü takip ederler.
Erzurum'a özgü olarak bazı camilerde bir cüzü dört faklı kişinin okuması
Ancak Lala Paşa, Ulu Cami gibi büyük camilerde ve Zeynel gibi çarşı içi camilerinde bu gelenek biraz daha farklı bir şekilde yaşatılır. Bu farklılık, bir cüz'ü sadece bir kişinin okumayıp, her bir hizbi ayrı ayrı olmak üzere dört kişinin okumasıdır. Bu gelenek Erzurum'da çok uzun yıllardan beri devam ettirilmekte ve bildiğim kadarıyla Türkiye'de bu tarz bir okuyuş, sadece Erzurum'da yaşatılmaktadır. İstanbul camilerinde her bir cüz'ü bir hafız okumakta ve büyük camilerde sekiz on hafızdan her biri caminin bir yerinde etrafına toplanan dinleyicilere o günkü cüz'ü okumaktadırlar.
Lalapaşa ve Müftü Solakzade
İkinci Cihan Harbi yıllarından 1960'a kadar, Erzurum'un gelmiş geçmiş en tanınmış müftülerinden biri olan Solakzade, her Ramazan ikindi namazından sonra Lala Paşa Camii'nde vaaz verir, vaazdan hemen sonra eski saate göre 11 hatimi başlarmış. Bu camideki mukabeleyi, aralarında Lala Paşa Camii'nin birinci imamı Hırtızlı Hafız Ahmet Hoca, Kuyumcu Hafız Nusret Gedik ve Lala Paşa'nın ikinci imamı Hafız Topal Cemil Efendi'nin bulunduğu Erzurum'un en meşhur hafızlan okurmuş. Müftü Solakzade, vaazdan sonra camiden ayrılmayıp hatmi de dinlermiş. Hatim tamamlandığında iftar da iyice yaklaşmış olur ve Solakzade Müftü Efendi de hatmi dinleyen komşularından biriyle evine gidermiş. Bu bilgileri derlediğim amcam Ziyaettin Mutaf'ın anlattığına göre, Müftü Solakzade, evleri çok yakın olduğu için eve doğru çoğu zaman birlikte yürüdüklerini ve kendisinden çok şey öğrendiğini ifade etti.
Hırtızlı Hafız Ahmet Hoca
Benim çocukluk günlerimde ilk oruç tuttuğum yıllar, kış aylarına rastlamıştı ve hafta sonlarında oruçlu isem babam beni birkaç kez hatim dinlemeye götürmüştü ve benim sesinden çok etkilendiğim hafızın Hırtızlı Hafız Ahmet Hoca olduğunu söylemişti. Hırtız, Ahıska'daki Türk yerleşim birimlerinden birinin adı. Hırtızlı Hoca, Ahıskalılar sürgün edildiklerinde Erzurum'a gelenlerden biri olsa gerek.
Hizipleri bölüşerek hatim okuma geleneğinin yaşandığı bir diğer cami olan Gürcükapı Cami
Hizipleri bölüşerek hatim okuma geleneğinin çok uzun yıllardır devam ettirildiği camilerden bir başkası Gürcükapı Camii'dir. Bu camide de aralarında yine Hırtızlı Hafız Ahmet Hoca, Hafız Yusuf Esengün Hoca ve Kuyumcu Hafız Nusret Gedik'in de bulunduğu tanınmış hafızlar mukabele okurmuş. Kuyumcu Nusret Gedik, Lala Paşa Camii'nde 3. hizbi okuyunca hemen kalkar ve Gürcükapı Camii'ne gelirmiş. O sırada da üçüncü hizip bittiği için hemen euzü besmele çekip 4. hizbe başlarmış.
Kuyumcu Hafız Nusret Gedik
Kendisiyle mülakat yaptığım Hafız Nusret Gedik, 1923'de Tortum'da doğmuş, yani Cumhuriyetimizle aynı yaşta ve fevkalade sağlıklı, hafızası güçlü ve çok düzgün konuşan bir Erzurum dadaşı. 1929 yılında Erzurum'a gelmişler. Annesi onun hafız olmasını istemiş, ilkokulu da hafızlık yaptığı sıralarda okumuş. Ortaokul mezunu olan Nusret Gedik, Lala Paşa Camii'nin uzun yıllar imamlığını yapan Hafız Yusuf Esengün'ün babası olan Hüseyin Esengün Hoca'dan 1932 yılında Kuran'ı ezberlemiş ve 1934 yılında Sakıp Danışman Hoca'dan hıfzını tamamlamış. Bu tamamlama işine has adı verilirmiş. Daha sonra kuyumculuk mesleğine çıraklıktan başlamış ve hafızlıktaki kabiliyetini burada da göstererek 1936 yılında çıraklıktan kalfalığa geçmiş ve çalıştığı kuyumcu onu ortak etmiş.
O sıralarda esnaf dükkânını sabah namazından sonra açar ve kahvaltılarını herefene usulüyle dükkânlarında yaparlarmış. İşte o sıralarda Tazegüllü Fevzi Efendi, Nusret Gedik'i, Tabur imamı Kurra Hasan Efendi (Uludağ)'nin yanına götürerek kurra hafız olmasına yardımcı olmuş.Bu ileri düzeydeki hafızlık eğitimi sırasında Müftü Solakzade de onları ara sıra dinlemeye gelirmiş.
Kurra Hafız Hasan Uludağ Hoca, Nusret Gedik'i dinlerken arada bir Solakzade Hoca'ya dönüp "şöyle değil mi Efendi Hazretleri" diye onayını almak isteyince Solakzade Hoca da "Sahib-i selahiyetsiniz (yetkili ve alanın uzmanı sizsiniz) efendim" diye cevaplarmış.
1930'lu yıllardan itibaren Erzurum'daki camilerde zaman zaman Kuran okuyan Nusret Gedik'in sesi oldukça güzel ve dokunaklıymış. Bu sebeple camiye gittiğinde yaşlılar onun okumasını isterlermiş. 1940 yılı Ramazanı'nda Gürcükapı Camii'nde mukabele okumaya başlayan Nusret Gedik, 1942'de askere gitmiş. Askerdeyken de Ramazan aylannda izne ayrılıp gelir ve mukabelesini okurmuş. 1946 Ağustos'unda askerlik dönüşünde Ramazan aylarında hem Lala Paşa, hem de Gürcükapı Camilerinde mukabeleye devam etmiş. Yakın köylerden özellikle Nusret Gedik'i dinlemeye gelen varlıklı kimseler, Gürcükapı da son hizbi onun sesinden dinlemeden kalkmazlarmış. Hatim bitince arabalarıyla gelen köylerin ağaları veya beyleri, at arabalarıyla veya faytonlarıyla önce Hafız Nusret Gedik'i evine bırakır, yanlarında getirdikleri hediyelerini verdikten sonra kendileri de köylerine doğru yola çıkarlarmış. Kuyumcu Hafız Nusret Gedik, bu mukabele okumayı1987 yılına kadar devam ettirmiş.
Zeynel Camii Hatimleri
Bu geleneği Lala Paşa ve Gürcükapı Camilerinin yanında yaklaşık 70-80 yıldan bu yana devam ettiren bir başka camide Zeynel Camii'dir. 1960 yılların başından bu yana, yani son 50 yıldır Zeynel Camii'nde hatim okuyan hafızlar arasında Hafız Yusuf Esengün, Derviş Ağa Camii'nin imamı İbrahim Gürgür, dönemin meşhur hafızlarından Nazif Şehitoğlu ve Lala Paşa Camii'nde de okuyan Kuyumcu Hafız Nusret Gedik varmış. Daha sonraki yıllarda bu hafızlardan bazıları yaşlılık vb. sebeplerle ayrılınca onların yerlerine Fatih Çollak ve Davut Kaya gibi bazı meşhur hafızlar da bu geleneği devam ettirmiştir. Son 25 yıldır da yine bazı değişikliklerle bu gelenek, Kasım Paşa Camii'nin emekli imamı Hafız Ali Aydın Hoca ile Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi'nin değerli üç Kuran-ı Kerim hocası olan Doç. Dr. Zeki Yıldırım, Yrd. Doç. Dr Ali Yılmaz ve Doç. Dr. Mehmet Dağ tarafından devam ettirilmektedir.
Zeynel camide okunan hatim, öğle namazım müteakiben başlamakta olup her Ramazan ayında aynı kadro ile devam etmektedir.
Hafız Yusuf Esengün Hoca
Zeynel Camii'ndeki değişikliklerden hiç etkilenmemiş olan tek hafız, Lala Paşa Camiı'nin emekli baş imamı Hafız Yusuf Esengün Hoca'dır. O, buradaki hatim okuma geleneğine rahmetli oluncaya kadar hiç ara vermeden devam etmiştir. Rahmetli olmadan yaklaşık dört veya beş yıl kadar önceki bir Ramazan'ın sonunda hatim duası yapıldıktan sonra, yanındaki diğer hafızlara şu tarihi cümleyi söylemiştir. "Bu yıl okuduğumuz hatim, benim bu camide okuduğum 72. yılımdır." Demek ki Yusuf Hoca, çocukluğundan itibaren hafız olmuş ve Zeynel Camii'nde ölünceye kadar 76 veya 77 yılın her Ramazanında hatim okumuştur.
Ulu Cami'de Hatim geleneği
Hatim geleneği, uzun yıllar yıkık olmasından dolayı ara verilen Ulu Cami'de de tamir gördüğü yıllardan sonra kaldığı yerden devam etmektedir.
Erzurum'da hafız sayısının az olduğu eski yıllarda başka şehirlerden hafızlar gelip camilerde mukabele okurlarmış. Erzurum'da hafız sayısı yıllar içinde arttıkça, bu devşirme hafızlar da artık gelmez olmuşlar.
Alvarlı Efe Hazretlerinden mukabele geleneğine övgü
Erzurum'da çok uzun zamanlardan bu yana sürdürülen bu mukabele okuma geleneği, Erzurumluların çok sevdiği Alvarlı Efe tarafından Erzurum Destanı şiirinde anlatılırken, hatim okumanın Ramazan'a ayrı bir güzellik kattığına ve bu kutsal aya daha büyük bir şan ve şeref kazandırdığına şu mısralarla dikkat çekmektedir:
"Ramazan'da bir âlî-şân ederler
O şehr-i siyamı zî-şân ederler."
Ramazan'a özel oltu taşı ve kuka tesbihler ve hoş sohbetler
Camilerde okunan hatimi, Kuran'dan takip etmeksizin sadece dinleyenlerin ellerinde çoğunlukla bir Oltu Taşı veya Kuka tespih bulunur. Bu tespihler, Ramazan için Özel olarak bekletilen tespihlerdir ve sahipleri, Ramazan dışında başka tesbihler kullanırlar. Hatta kimi meraklıların Ramazan boyunca her gün farklı bir tespihle camiye geldikleri görülür. Bu meraklılar, hatim sırasında başkalarının elinde gördükleri nadide tespihleri de tespit eder ve hatimden sonra bu tespihi çok beğendiğini ve satarsa alabileceğini de söylerler. Zaman zaman hatim sonrasında tesbih değiş tokuşları da görülür. Böylece hatim dinlerken yeni dostluklar da başlar.
Kaynak: Erzurum, 2013 H. Ömer Özden, Erzurum'da Ramazan
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}{{item.YorumMetni}}