
Kazım Yurdulan'ın İfadeleriyle Seferberlik Döneminde Erzurum ve Erzurum'da Yaşananlar...
Seferberlik Yılları İçin Kazım Yurdalan Tarafından Yapılan Erzurum'un Tarifi
Osmanlı tarihinin en hasarlı, en dramatik ve en uzun ömürlü "Seferberlik Dönemi" tam tamına dokuz sene sürdü: Birinci Dünya Harbi sebebiyle 29 Ekim 1914'te fiilen başlayan "Umumî Seferberlik" hali, 31 Ekim 1923 tarihi itibariyle sona ermiş oldu.
Osmanlı tarihinde yaşanan bu seferberlik yıllarını Erzurum'da geçiren, IV. Murad'ın bayraktarlarından "Kazanasmaz" lakaplı Mehmet Ağa'nın 5. göbekten torunu olarak 1883 yılında Erzurum, Söğütlü köyünde doğumlu Kazım Yurdalan şu sözlerle anlatıyor:
O tarihte bütün yurtta her vatandaş askerdi.
Fakat Erzurum öyle değildi.
Elİ silah tutanı cephedeydi.
Erzurumlunun evi hastane, atı,arabası,öküzü ordunun nakil vasıtası, arazisi sahne-i harp (Savaş meydanı), kadını kızı , çocuğu arkacı(orduya yardım götüren),hamal olmuştu...
(Kazım Yurdalan)
Ferit Paşa hükümetince re'sen askerlikten emekli edilen Kazım Yurdalan, 1919 tarihinde Erzurum'a gelerek Süleyman Necati ve Hüseyin Avni beyler ile Erzurum Müdafa-i Hukuk Cemiyetini kurmuştur. Erzurum kongresine Mustafa Kemal Atatürk ve Rauf Orbay'ın üye olarak girmelerini sağlamak için Cevat Dursunoğlu ile beraber Erzurum üyeliğinden istifa etmiştir. Sonradan kongreye Tortum üyesi olarak katılmıştır.
Seferberlik Yılları ve Erzurum
Erzurumlular 23 Temmuz 1914'e rastlayan Ramazan ayının on altıncı gecesi, Lala Paşa Camii'nde kılınan teravih namazından çıkarken davul zurna çalındığını duymuş, böylece yeni bir seferberlik ilânı ile karşı karşıya kaldıklarını öğrenmişlerdir. O andan itibaren Erzurum'un acı tarihinin sayfaları yazılmaya başlamıştır. Askerlik daireleri süratle çalışma içine girmiş, Erzurum'da Tekâlif-i Harbiye Komisyonları halktan Erzurum ekonomisini derinden sarsacak, sekiz milyon altın değerinde erzak ve eşya toplamış ne yazık ki toplananları korumak için mevcut ambarlar yeterli olmamıştır.
Erzurum halkı, ordusunun ihtiyacını karşılamak için her zamankinden daha fazlasını vermek için âdeta birbiri ile rekabet etmiştir. Ülkenin seferberlik günlerinin eşiğine geldiği tehlikeli zamanda "Erzurum'un nazarında ne mal, ne can mevzû-i bahisti. On beş milyon nüfusu, camı dört asırdan beri varımızı yoğumuzu vererek imar ve ihya ettiğimiz koca Rumeli'nin dört günde elden çıkması hicabını gidermekten başka mukaddes bir emel taşımıyordu. Diyen Kazım Yurdalan, Birinci Dünya savaşına Erzurumluların bu ruh ve duygularla hazırlandığını anlatmaktadır.
Kaynak: Muzaffer Taşyürek, Fotoğraf Çalışmaları Mehmet Başbuğ
Yorum Yazın