ERZURUMLU ÜNLÜLER

İstikameti Mevla Olan Erzurumlu Alim Taşkesenli Abdurrahman Efendi!

İstikameti Mevla Olan Erzurumlu Alim Taşkesenli Abdurrahman Efendi!
İstikameti Mevla Olan Erzurumlu Alim Taşkesenli Abdurrahman Efendi!

Tüm Zorluklara Rağmen İlim ve İrfan ile Geçen Ömür!

Taşkesenli Abdurrahman Efendi, Şeyh Muhammet Sırrı Efendi’nin yedi oğlunun en büyüğüdür. Erzurum Toparlak köyünde 1914 tarihinde dünyaya teşrif etmiştir. Birinci dünya savaşının çıktığı, iç karışıklıkların ve zorlukların devam ettiği dönemde ilim ve irfan faaliyetlerinde bulunmuştur.

Tahsil çağı geldiğinde babasının talim ve terbiyesi altındadır. 1925 yılındaki mektep ve medreselerin kaldırılması, şapka isyanı gibi durumlar hüküm sürerken Şeyh İbrahim Efendi sürgün edilmiştir. Şeyh Muhammet Sırrı Efendi gözetim altında tutulur. O zor şartlar altında bile hanesinde, çevresine ders okutmaya devam etmiştir. Abdurrahman Efendi, babasından Kur'an, tecvit, Arapça, tefsir, hadis, kelam, fıkıh ve tasavvuf derslerini okuyarak icazetini (Diploma) alıyor.

Babasının vefatından sonra, talebe okutma ve halifelik görevini Abdurrahman Efendi yürütüyor. İmametliği yanında Nakşibendî- Halidiye kolu halifesi olarak irşat işlerini ömrünün sonuna kadar sürdürmüştür. Pasinler civarında sohbetleri aranan, fıkıh konularında danışılan bir şahsiyettir.
1947 yılında babası tarafından Güllü köyüne imam olarak görevlendiriliyor. Köylünün isteği üzerine bu köye yerleşiyor. Otuz yıl hizmet eder. Bu hizmet süresince çevre büyükleri ile muhabbetleri devam ediyor.

Dünya'ya Muhabbeti Asla Yoktu

“Hacı Abdurrahim KILIÇ, Abdurrahman Efendi hakkında duyduğu hadiseyi şöyle anlatır: Merkeze bağlı Sığırlı köyünden Dursun Ağa, Alvarlı Muhammet Lütfü Efendi’yi nasihat etmesi için evine davet eder. Efe eve teşrif ettiğinde kalabalık bir cemaatle karşılaşır. Dursun Ağaya “Oğul, siz Abdurrahman Efendi’yi davet etmediniz mi?” deyince, daha önce tanımadıkları Abdurrahman Efendi’yi getirmek için bir atlı gönderirler. Onların Abdurrahman Efendi’yi tanımadıklarını anlayan Alvarlı Efe anlatır; “Taşkesenli Şeyh Ahmet Efendi’nin torunu, Hacı Sırrı Efendi’nin büyük oğludur.” der. Abdurrahman Efendi geldiğinde herkes Alvarlı Efe’nin sohbet etmesini beklerken o, Abdurrahman Efendi’ye bu insanların kendilerinden sohbet etmelerini beklediklerini söyler. Abdurrahman Efendi’yi ilk defa tanıyan topluluk gece geç saatlere kadar süren sohbetini adeta nefes almadan dinlerler. Bu durum karşısında Alvarlı Efe: Siz size en yakın âlimleri tanımazsınız. İbrahim Hakkı Hazretlerinin de kıymetini bilmediniz. Taaa Tillo’lara kadar gitti. Demek ki size boşuna Kor Galalılar dememişler. Naziresini yapar.”

Abdurrahman Efendi’nin talebi Mevla’dandı. İcabınca dünyaya muhabbeti yok idi. Kimseden bir şey kabul etmez, çevresine istetmezdi. Bekaya meyli ziyade idi. Bir taraftan imametliği ile meşgul iken, diğer vakitleri tesbihat ve devamlı Ayetelkürsi okumakla geçerdi. Yatsı nazmı sonrası yatmaya hazırlanırken, yanında bulundurduğu beyaz kefenine bürünür her gün Tefekkürü meft yapar, ondan sonra yatağına girermiş. Halim, selim, mütevazı ve kemal derecesinde mahviyet perver, kendi haline kimsenin muttali olduğunu istemez. Şöhretten uzak durur. Fukaraya muhabbet eder. Kapısı daima m isafire açık bir zattı. Bulunduğu bölgede farklı bir yeri vardı, çok sevilirdi.

Son dönemlerinde; yazı Güllü köyünde, kış aylarını Erzurum’da geçirirdi. 4-11-1980 tarihinde altmış altı yaşında Rahmeti, Rahmana kavuştu. Kabri Asri Mezarlıkta, aile kabristanında, babasının kabir komşusudur.

Kaynak: Abdurrezzak Türk / Sosyal Medya Paylaşımları

Yorumla
Facebook Twitter Telegram Whatsapp Linkedin Pinterest
{{begeni}} {{yorumsayi}}
4 Temmuz 2019 22:19
Kullanıcı
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}

{{item.YorumMetni}}

{{item.BegenSay}}
Oturum Açınız

Yorum yazmak için oturum açmalısınız.

Oturum Aç Üye Ol

Mağazada Çok Satılanlar

Mağaza