ERZURUMLU ÜNLÜLER
Sarıoğlan ve Spartaküs Lakaplı Boksör Nazif Kuran'ı Tanıyor Muyuz?
O Tam Bir Erzurum Beyefendisi!
1945 Erzurum doğumlu, 'Sarıoğlan ve Spartaküs' lakaplı, boks hayatına mahalleye izinsiz giren yabancılara 'yumrukları' ile iyi ders verdiği için arkadaşları sayesinde 17 yaşında başlayan tam bir Erzurum beyefendisi Nazif Kuran'ı tanıyoruz.
Erzurumlu boksörümüz Nazif Kuran, genç yaşta başladığı boks hayatında, 1967 Akdeniz Oyunları'nda gümüş madalya kazanır. 1969 Balkan Şampiyonasında ikinci, 1972 Münih Olimpiyatlarında 75 kiloda beşinci olur.
Defalarca Türkiye şampiyonu olan Kuran, 45'kez milli forma ile ringlere çıkar. Boksu bıraktıktan sonra 24 yıl Milli Takım Antrenörlüğü yapan Nazif Kuran, sayısız şampiyon yetiştirdi. Kuran'ın yetiştirdikleri içinde en ünlü olan Kars'lı Sinan Şamil Sam oldu.
Nakavt Üzerine Boks Yapardı...
Bir başka Erzurum beyefendisi Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK) Başkanı Erdal Güzel Nazif Kuran için, "Çok güçlü sol yumruğu ve ters gardı ile nakavt üzerine boks yapan Nazif Kuran'ın maçlarını izlemek, apayrı bir zevk verirdi.
Yedi kez ferdi, on kez kulüpler arası olmak üzere on yedi defa Türkiye şampiyonluğu olan Nazif Kuran'ın, Dünya üçüncülüğü, Balkan şampiyonluğu ikinciliği, Münih Olimpiyatları beşinciliği olduğunu ve kırk beş kez milli formayı şerefle taşıdığını söylersek, Nazif Kuran'ın Türk boks tarihindeki yerini daha iyi ifade etmiş oluruz.
Ankara'da öğrenci olduğumuz dönemlerde Erzurumlu boksörlerin katıldığı hiçbir maçı kaçırmazdık.
Son Saniyeler ve Sol Yumruk Sahnede...
1974 yılıydı, Türkiye Şeref Kupası Boks Şampiyonası vardı ve Nazif Kuran'ın maça çıkacağını duyunca hemen 19 Mayıs Spor Salonu'na koşmuştuk.
Nazif Kuran anons edilince var gücümüzle tezahürat yapmaya başlamış, adeta salonu inletmiştik. Maçın ikinci raundu geride kalırken, başa baş geçen mücadele epeyce keyfimizi kaçırmıştı.
Üçüncü rauntta Resul Ekrem Özbek var gücünü ortaya koyarak mücadele ediyordu. Gongun çalmasına az zaman kala, Nazif Kuran o meşhur sol yumruğunu çıkardığında biz Erzurumlu gençler ringin önündeydik, Resul Ekrem Özbek yediği yumrukla nakavt olmuştu ve maç bitmişti. Resul Ekrem Özbek'in uyandıktan sonraki hıçkıra hıçkıra ağlaması, dadaş Nazif'in maçı alması, bizler için unutulmaz bir sahneydi.
Şu anda Erzurum'da mütevazı bir hayat süren Nazif Kuran, şöhretinin dorukta olduğu zamanlarda bile beyefendi tavırlarıyla hepimizin takdirini kazanmıştı.
Haksızlığa Gelemezdi...
Gücünü, kuvvetini ve boks tekniğini günlük yaşamında haksızca kullandığına hiç şahit olmamıştık.
Seyyar satıcının biri yaşlı bir adama çürük üzüm satar, yaşlı adam olayın farkına varır, satıcıdan torbayı boşaltmasını talep eder, satıcı bu işe yanaşmaz ve ihtiyarı azarlamaya başlar, bu esnada oradan geçmekte olan Nazif Kuran olayı görür ve müdahil olur.
Satıcıya nazik bir dille ihtiyarı üzmemesini söyleyince, satıcı Nazif Kuran'a “Sen bu işe karışma” diye çıkışır, hakaret etmeye başlar ve eline aldığı demir kilo ile Nazif Kuran'ın üzerine yürür.
Bu esnada Sarıoğlan'ın o meşhur sol yumruğu satıcının çenesinde patlar, satıcı tabir yerindeyse nakavt olmuştur, satıcının Nazif Kuran'ın üzerine gelen arkadaşı da aynı akıbete uğramış ve yerdedir.
Bu esnada yüreği ve gönlü kırılmış olan ihtiyar: “Kim demiş Hz. Ali öldü diye, bakın yaşıyor, Allah senden razı olsun delikanlı.” diyerek birden bağırmaya başlar.
Sonderece Duygusal...
Oldukça güçlü bir fiziki yapıya sahip olan Nazif Ağabeyi, son derece duygusal ve ipek kalpli bir Erzurum yiğididir.
Nazif Ağabeyi spor yaşamı boyunca şöhretin baş döndürücü cazibesine asla kapılmamış, bu azgın şöhret atını dizginlemesini her zaman bilmişti. Duygusal bir ruh haline sahip olan Nazif Ağabeyi'nin uzun süren ve başarılarla dolu spor hayatında yaşadığı duygusal anların sayısı bir hayli fazladır.
Nazif Ağabeyi; 1968 yılında şampiyona için gittiği Finlandiya'da spor müzesini gezerken, müzenin “1948 Yılı Olimpiyat Şampiyonları” bölümünde altı Türk sporcunun (Yaşar Doğu, Gazanfer Bilge, Celal Atik, Mersinli Ahmet, Nasuh Akar, Mehmet Oktay) isimlerini gördüğünde yaşadığı duygusal halini hiç unutamıyor.
Dadaşlık Göstergesi Karakelle, Kuran'ın Eli Öptü...
1976 yılının Şubat ayında, Nazif Kuran ve Selami Karakelle arasında iki dadaşın mücadelesi vardı.
Maçın sonunda galip ilan edilen Selami Karakelle'nin, Nazif Kuran'ın elini öpme sahnesi ise dadaşlık göstergesinin spora yansıyan en anlamlı ifadesiydi. Yine ünlü boksörlerimizden Sabahattin Burcu, Kübalı ile yapmış olduğu maçta gözünün üstüne müthiş bir darbe almıştı. Sebahattin Burcu'nun kaybettiği maçı anlatırken: “Yumruk değil, sanki paket taşı gözüme çarptı” şeklindeki yorumu, bugün bile anlatılmaktadır."
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}{{item.YorumMetni}}