ERZURUMLULAR

Erzurumlu Kebapçı Nadi (Nedim) Usta!

Erzurumlu Kebapçı Nadi (Nedim) Usta!
Erzurumlu Kebapçı Nadi (Nedim) Usta!

Erzurum Değerlerinden!


Tarihi Şehir Erzurum’un Tarihe Damga Vuran Kebapçısı Nadi Usta…


Tarih ve kültür şehri Erzurum'un değerleri anlatmakla bitmez diyor, Erzurumlu Tacettin Özonur ve bu sefer Tebrizkapı çarşısının şaşalı dönemlerine bizleri götürüyor.

İşte Özonur’un ifadeleri ile Tebrizkapı ve Kebapçı Nadi Usta, “Zenaatın değerli, alış verişin bereketli olduğu yıllarda, eşsiz lezzeti ile ağız tadına hitap ederek, o günlerde tanınan, sevilen, bu günde adından çokça söz edilen kebapçı Nadi usta...

Asıl adı Nedim olsa da çarşı esnafı tarafından o yıllarda kısaca Nadi diye hitap edilen Kebabcı Nedim usta, bu işe başladığı ilk yıllarda, sabahın erken saatlerinde, Karayolları türbe yolu mevkiinde bulunan mal meydanı, yani hayvan pazarına giderek mangalını yakar.

Mangalın kokusu meydana yayılınca etrafını saran hayvan tacirleri, eski tabir ile cambazda denilen meydan esnafına öğlene kadar kebap yapardı. Yedin yedin, yemedinse yarını beklemek zorunda kalırdın. Zaten öğle olmadan et biter, meydanda dağılırdı.

Nedim usta da mangalını şişini toplar, el arabasına koyarak Tebrizkapı’nın yolunu tutardı. Bir babanın çocuklarını karşılıksız besleyip doyurduğu gibi Nedim ustada sorumluluk duygusu içerisinde çarşıda onu bekleyen müşterilerini doyurmak için yaz kış demeden Emir Şeyh Caminin musallasında mangalını tüttürürdü. Palandöken yaylarında otlamış hayvanların, kekik kokan lezzetli etlerinin, özel bölgelerinden, servis kasabı Nizam Baytak, Kasap Talip Tuylu ve Kasap Asım Azatlı ustaların hazırladığı etleri, Nedim ustada şişe vurup mangalı tütsüledikçe, çarşıya yayılan nefis kebap kokuları esnafı mest ederdi. Siparişlerin ardı arkası kesilmezdi.

Artık Nedim usta çarşının sevilen ve beğenilen bir lezzet ustası olmuş, adı bütün Erzurum'da tanınmış duyulmuştu.

Ama halen daha kapalı bir işyeri yoktu. Musalla taşının üzerinde açıkta yaz, kış bu işi yürütüyordu. En nihayet, Emir Şeyh Caminin yan tarafından, üst kata çıkılan medresenin merdivenlerinin altındaki boşluğu bir çerçeveyle kapatıp küçük bir kulübe yapmasına belediye de müsaade edince, başını sokacak, yağmurdan soğuktan korunacak, küçükte olsa bir mekanı olmuştu.

O nefis kebapları burada yapmaya devam ederken, artık sabahları meydana gitmeyi de bırakmıştı. Bu arada Nedim ustanın işleri çok artmış, musallanın üstü öğlen paydoslarında, özellikle üniversite ve bürokrasi tabakasının uğrak yeri ve lezzet durağı olmuştu.

İş yoğunluğu artık Nedim ustanın boyunu aşmış, çocukları da baba mesleğini sahiplenerek, hep beraber işi yürütmeye başlamışladır. Çocuklarından bahsetmişken, ustanın üç oğlu vardı. Büyük oğlu Ednan, bir yandan babasına yardım ederken, bir yandan da kitap koltuğundan hiç düşmeden, eğitimine devam ediyordu.

Diyarbakır Dicle Üniversitesinin dişçilik bölümünü kazanmasına rağmen, o yıllarda hüküm süren sağ, sol siyasi olaylarından okulu bırakıp, azmi ve zekası ile seneye girdiği sınavda, Erzurum Atatürk Üniversitesi tıp fakültesini kazanarak, eğitimine burada devam etti. Boş zamanlarında yine mangalın başında kebap yapmaya devam ediyordu.

Nadim ustada, yılların yorgunluğundan artık hasta idi. Sigara tiryakiliği ve sürekli mangal dumanı teneffüsünden olsa gerek, akciğerleri iflas etmiş,1983 yılında genç sayılabilecek bir yaşta rahmeti rahmana kavuşarak hayata veda etmişti.

Erzurumlu Kebapçı Nadi Nedim Usta

Artık dükkanı ortanca oğlu Erkan ve küçük kardeşi Emir, birlikte devam ettirirken, abileri Ednan'da sürekli bir ayağı okulda, bir eli dükkanda işi yetiştirmeye çalışıyordular.

Bir kaç yıl sonra, vakıflar, caminin etrafını açmak için bu kulübeyi de kaldırınca, hemen yan tarafta bulunan Bölenler’in eski evinin bulunduğu arsayı satın alıp, aile salonu olan çok güzel bir lokanta yaparak, Emir Şeyh Nedim ismi ile babalarının hatırasını yaşatmaya devam ettiler. 

Zaman hızla geçip giderken büyük oğlu Ednan okulunu bitirip, kalp ve damar cerrahı olarak, Erzurum Numune hastanesi ve Bölge Eğitim Hastanelerinde çalıştıktan sonra, Araştırma Hastanesine geçerek, kariyerini tamamlayıp, Prof. Ednan Bayram hoca olarak, her gün onlarca hastasının kalbine dokunup hizmet ediyordu. Bir yandan da baba mesleğini devam ettirerek müşterilerinin ağız tadına dokunmaya devam ediyordu.

Bir kaç yıl sonra bir kez daha yeni yaptıkları yerleri kamulaştırmadan yıkılınca, Emir Şeyh Caminin altında bulunan, Kekillilerin tarihi konağını satın alarak, restore edip, turistik mekanda geleneksel lezzeti sunmaya halen devam ediyorlar.

El arabası ile zor şartlarda mesleğe başlayan kebapçı Nedim usta, mizaç olarak, genelde fazla konuşmaz, sigarası ağzından hiç düşmezdi. Kendi işine gücüne bakar, parayıda fazla gözü görmez, garibanların karnını doyurmayı ihmal etmezdi. 

Eşo’nun Yoncalık’tan Tebrizkapı’ya doğru ağlaya ağlaya gelirken lavaşa sarılı kebabını her gün kendi eliyle vermeden rahat edemezdi. 

O günlerde musalla taşına yaslanarak ekmek arası yediğim Nadi ustanın kebabının lezzetini, cam şişede içtiğim köpüklü ayranın plastik tıpasını açarken, çıkardığı sesin yankısını, bu gün hala unutmak mümkün değil. 

Esasında o bereketli günlerden günümüzde hiç bir şeyin eski tadı tuzu kalmadı ki, yaşam tarzımız mahallelerimiz sokaklarımız, çarşılarımız, pazarlarımız yediğimiz içtiğimiz her şey, maalesef değişim ve dönüşüme uğradı.

Nedim Ustam...

Dadaş duruşun, vakur bakışın yardım severliğin ve mertliğin ile beraber, gözünün tokluğu, elinin bolluğundan, damağımızda bıraktığın, o eşsiz lezzet ve tat ile bu dünyadan göçtün gittin.

Bu gün hala bıraktığın o tat ve lezzetle dimağlarda yaşayarak rahmetle anılıyorsun, umarım karnını doyurduğun onca garibanın duaları kabrinde sana yoldaş olmuştur.”

Yorumla
Facebook Twitter Telegram Whatsapp Linkedin Pinterest
{{begeni}} {{yorumsayi}}
25 Ocak 2021 00:09
Kullanıcı
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}

{{item.YorumMetni}}

{{item.BegenSay}}
Oturum Açınız

Yorum yazmak için oturum açmalısınız.

Oturum Aç Üye Ol

Mağazada Çok Satılanlar

Mağaza