ERZURUMLULAR

Bir Zamanlar Erzurum'lu Pottik Şefiğe'nin, Eşo'nun ve Bar Ekibinin Elbiselerini Diken Usta!

Bir Zamanlar Erzurumlu Pottik Şefiğenin, Eşonun ve Bar Ekibinin Elbiselerini Diken Usta!
Bir Zamanlar Erzurum'lu Pottik Şefiğe'nin, Eşo'nun ve Bar Ekibinin Elbiselerini Diken Usta!

Erzurum Değerleri!


Erzurum Tebrizkapı Esnaflarından Ali Usta!


Tebrizkapı’nın geçmiş zamanlarına Tacettin Özonur’un paylaşımı gidiyoruz.

Özonur paylaşımına, “Nice değerli esnafları ile birlikte, bir o kadar da değerli meslek erbapları vardı.” ifadeleriyle başlıyor.

Ardında Özonur, “Ahi evran geleneğinden gelip, dadaş kültüründen kaynağını alan, yaşantı ve sanatları ile hayatımızda izler bırakıp, aramızdan göçüp edip giden bu değerli ustaları, aradan geçen onca yılın ardından, hatırda kalan anılarını tazeleyip, rahmetle anarak, yad etmektir muradımız.” diye anlatmaya başlıyor. Bizlerde sizlere aktarıyoruz.

Erzurum Bar Elbiselerini Diken Ali Baltakesmez Usta

Terzi Ali Baltakesmez Usta

Ellili yıllarda Saray sineması dediğimiz, Site Dadaş pasajında, ortağı Bahattin usta ile beraber terzilik yaparken, Tebrizkapı semtinde bulunan yakını, Berber Nayim Kırpar ustanın teşviki ve isteği ile, sırtını Çifte Minarelerin sur duvarına yaslamış, yüzü Gavurboğan’ın çarşıya çıkış kapısına bakan bir konumda olan dükkanı satın alarak, ÖZ-İŞ Terzihanesi adı altında, sanatını büyük bir özen ve itina ile icra eden değerli ustalardan biriydi.

Ali usta...

Aynı zamanda Tebrizkapı semtinde sevilen, sayılan bir sanatkâr olarak mesleğine devam ederken, hoşgörülü ve yardım sever kişiliği ile de gönüllerde taht kurarak, uzun yıllar çarşıda hizmete devam etti.

Ali usta...

Öyle bildiğimiz klasik terzilerden değildi. O dönem sanatının zirvesinde olan usta, üst düzey askeri ve emniyet mensuplarının resmi kıyafetlerini layığı ile diken, nadir bulunan ustalardan biriydi.

Dükkanın önünden geçerken, büyük bir heves ve özenti ile kapı önünde durup, vitrindeki o yıldızlı üniformaları seyretmeden gidemezdik. Vitrinin bir köşesinde askeri komutanların apoletli elbiselerini, bir köşede Emniyet amirlerinin sırmalı elbiselerini, kapı önünde bekleyen flamalı jipi, emir eri askeri görünce, bu dükkânın öyle sıradan bir yer olmadığını zaten anlıyordunuz. İçerde kim bilir hangi komutanın ölçüsü alınıp, prova yapılıyor diye merak edip bakmadan da geçip gidemezdik.

Ali ustam böyle iyi bir sanatkâr olunca, bey de gelir, paşa da gelir, işler başından aşar gider. O küçük terzihanede kalfalar, çıraklar hep beraber siparişleri yetiştirmek için arı gibi durmadan çalışırdılar. Tabi o yıllarda her şey el emeği ile ilmek, ilmek işlenip, göz nuru dökülerek yapıldığından, bir hayli zaman alıyordu.

Ali ustanın üç oğlu var,

Büyük oğlu Alparslan dükkânda babası ile çalışarak, mesleğin inceliklerini öğrenmiş, tam usta bir terzi olmuşken, dükkâna gelip giden komutanlar, Alparslan ustayı Mareşal Çakmak Hastanesinin terzihanesine kadrolu elaman alarak, artık elbiselerini kendi terzihanelerinde diktirmeye başladılar.

Ortanca oğlu Hulisi her ne kadar baba mesleği terziliği öğrenmiş olsa da Üniversiteye memur olarak girmişti. Küçük oğlu Fatih'de asker dönüşü Türk Telekom'da teknisyen olarak işe başlayınca dükkan boş kalmıştı ama, üç oğlu da boş zamanlarında, hafta sonlarını dükkanda sürekli çalışarak geçiriyordular.

Ustanın Özel Müşterisi Pottik Şefiğe!

Ali ustanın, askeri erkânın dışında, çok özel ve ağır başka müşterileri de vardı. Bunlardan biri de çarşının sevilen ve sayılan renkli simalarından, Pottik Şefiğe abla…

Üzerinde sürekli albay üniforması ile gezen Şefika ablayı, giydiren kıyafetlerini diken Ali ustadan başkası değildi. Zaten en zoru da Şefika'nın elbiseleriydi.

Çünkü onun ölçüleri hiç bir kalıba uymuyordu. Üstelik Şefika ablanın isteği öyle rica falan değil, emir kabul edilir, ücretsiz, sözsüz, itirazsız yerine getirilirdi.

Bir defasında Şefika dükkâna gelir,

"Ola Ali, bene Emniyet Müdürü elbisesi dikeceksen" der. Ali usta ne desin, tamam Şefiğe dikim der. Dükkânda bulunan, Ali ustanın küçük oğlu Fatih'de merakla sorar, niye Emniyet müdürü elbisesi. "Ola oğlum anlamadın mı, beni kızdıranları kodese atacağam daha" der.

Ali usta, ayrıca çarşının diğer gariban müdavimleri Eşo'nun, Nuri babanın ve daha birçok renkli simanın kıyafetlerinin de hamisidir.
Kalın şayak kumaşlardan kışlık paltoları, yazlık ceket pantolonları hep Ali ustanın elinden geçer.

Aynı zamanda Erzurum 'un Milli kıyafeti bar ekibinin elbiselerini, harfiyen diken nadir, kültür ustalarından biridir.

Ali usta...

Mahir sanatın ve saygın kişiliğin ile bu kadar güzel hasletleri üzerinde toplayarak, birçok garibana babalık yapıp, onları giydirip, hoş görü ile muamele edip sahip çıkarak, bu dünyadan göçüp gittin.”

Ali Baltakesmez Usta

Yorumla
Facebook Twitter Telegram Whatsapp Linkedin Pinterest
{{begeni}} {{yorumsayi}}
11 Mart 2021 20:19
Kullanıcı
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}

{{item.YorumMetni}}

{{item.BegenSay}}
Oturum Açınız

Yorum yazmak için oturum açmalısınız.

Oturum Aç Üye Ol

Mağazada Çok Satılanlar

Mağaza