ERZURUM ADETLERİ
Erzurum'da Nişanlılık Aşamasında ki 10 Adet
Erzurum Adetlerinde Nişanlanma Aşamaları
Erzurum'da nişanlanma isteği, kız isteme, ağız tatlılığı, nişan ve nişandan evliliğe kadar olan evlilik adetleri
1. Nişanlanma İsteği
Evlenme çağına gelen delikanlı veya genç kız, evlenme isteğini belirten çeşitli davranışlarda bulunurlar. Evlenmek isteyen delikanlı bu isteğini, genel olarak yakınlarından veya arkadaşlarından birisine söyler. Bunlar da durumu gencin annesine veya babasına bildirirler. Özellikle ekonomik veya başka nedenle de erkek çocuğun nişanlanması gecikebilir veya gencin istediği kızı ebeveyni almak istemeyebilir. Bu durumlarda genç tepki göstererek bazı eylemlerde bulunabilir. Sakal bırakma, pilava kaşık saplama, evi terkedeceğini söyleme gibi.
2. Görücü Gitme ve Kız İsteme
Kız seçme girişimi doğrudan doğruya evlenecek genç tarafından başlatıldığı gibi, gencin annesi babası veya diğer yakınları tarafından da başlatılabilir. Erzurum'da, çoğu zaman gençler seçim işini yakınlarına bırakırlar. İlk önemli değerlendirme kızın güzelliği, asaleti, huyu, mahareti ve iffeti konusunda olur. Akrabalık kurmada ailelerin ekonomik durumları da gözden uzak tutulmaz. Kız alıp vermenin, birbirine denk aileler arasında olması yeğlenir. "Davul dengi dengine" sözü bunun için söylenmiş olup Erzurum çevresinde oldukça yaygındır. Erkek tarafının ekonomik bakımdan güçlü olmasına daha da önem verilir. Bazen zengin bir delikanlının fakir kızla, fakir delikanlının zengin kızla evlendiği de olur. Ancak bu gibi evlilikler, sevginin birtakım engellere üstün gelmesi durumunda gerçekleşebilir. Bu evliliklerin gerçekleşmesinde; zenginin özürlü veya dul, yoksulun okumuş olması gibi vb. etkenler de rol oynamaktadır.
Evlenme işine, "görücü" denilen ve erkek ailesi tarafından seçilen kadınlar grubunun kız evini ziyareti ile başlanır. Görücü ekibin içinde erkeğin annesi, kız kardeşi, birkaç akraba hanımı ve güvenilir komşu hanımlar bulunur. Erkeğin ısrarla üzerinde durduğu bir aday yoksa ve kız beğenme yetkisini bu gruba vermişse, görücüler tek bir kız evini ziyaretle yetinmezler. Ev ev, mahalle mahalle, köy köy dolaştıkları olur.
Görücülüğe giden hanımlar yeni elbiselerini giyer, ziynet eşyalarını takınırlar. Kız evine gelince "buyurun" sözü ile karşılanırlar. İstenilen kız kendilerine şeker ve kahve ikram eder. Kız beğenilecek olursa gizlice kızın ailesi, iffeti, hamaratlığı soruşturulur. Olumlu bir netice alınması halinde kadınlar, ikinci bir defa ağız yoklamasına giderler. Bu ziyaret sırasında kız kesinlikle kendilerine gösterilmez.
Görücülerden yaşlı bir hanım "Allah'ın emri ile kızınız.................... oğlumuz....................istiyoruz." der. Kız tarafı red cevabı verecekse, "verilecek kızımız yok", "yitiğinizi başka yerden arayın", "kızımızın yaşı küçük, henüz kocaya vermiyoruz", şeklinde hatırlatmalarda bulunurlar.
Teklif kabul ediliyorsa, "vaktinizi ikileyin" denir ve yaklaşık bir haftalık müddet istenir. Bu zaman içinde erkek evinin aile durumu, oğlanın mesleği, karakteri ve çeşitli özellikleri soruşturulur. Görücüler bu defa "dünür' olarak gelmek durumunda kalırlar. Kız tarafı soruşturmadan müspet netice almamışsa: "Yitiğinizi başka yerden arayın" "verilecek kızımız yok" gibi cevaplar vererek dünürlük isteğini reddederler.
Soruşturmadan uygun netice alınmışsa, "Allah yazmışsa biz ne diyelim" gibi müspet cevap verilir. Dünürler ağız tatlılığı (şerbet) için gün alarak kız evinden ayrılırlar.
3. Erkek Dünürü - Ağız Tatlılığı (Şerbet)
Kadınlarca önceden başlatılmış olan teşebbüslerden sonra, sıra erkeklere gelir. Evlenecek gencin babası, amcası, dayısı, ağabeyisi, diğer akraba ve komşularından oluşan bir grup kız evine giderek, yetkili olan diğer akrabalarla görüşürler. Hoş, beşten sonra. "Allah'ın emri, Peygamber'in kavli ile kızınız.................... oğlumuz....................istemeğe geldik" denir. Kız tarafı "Allah yazmışsa ne diyebiliriz" şeklinde cevap verince ağız tatlılığı yapılıp yemek yenir. Ağız tatlılığı yapıldıktan sonra kesime geçilir.
Ailenin maddî durumuna göre kesim (mihir) 101 veya 201 madenî lira (altın) üzerinden yapılır. Bu paraların yarısına "mihr-i muaccel" denir. Kıza alınacak eşyalar için harcanır. Yarısı da "mihr-i müeccel" adıyla erkeğin kıza ödemeyi taahhüt ettiği borç olarak kabul edilir. Bu toplantıda iki aile birbirini tanıma fırsatı da bulmuş olurlar. Ayrıca mahalle imamı çağırılarak dua okutulup, dinî nikâh kıydırılır.
4. Nişan
Şerbet içiminden sonra, nişan yapılması için kız evinden gün istenir. Kız evi gün vermeden önce isteklerini oğlan tarafına bildirir. Ayrıca kızın yakın akrabaları ve bunların yakınlık derecesi hakkında bilgi verilir. Bu bilgiler ışığında, oğlan tarafı gelinleri için getirdikleri ziynet ve giyim eşyaları yanında, akraba ve yakınlarına da önem sırasına göre hediye almak zorundadır. Hediyeler alınırken yaş veya cinsiyet durumu da dikkate alınır. Yaşlılar için elbiselik iç çamaşır, gençler için gömlek, kıravat, ayakkabı, saat vb. hediyeler uygun görülür.
Nişan günü iki tarafın yakınları kız evinde toplanırlar. Nişanın şekli ailelerin sosyal yapısı ve dünya görüşlerine göre farklılıklar gösterebilir. Bazı aileler evde eğlenmeyi tercih ederken, bazıları düğün salonu tutup burada eğlenme yolunu seçerler. Nişanda, düğün salonu tutulması ve pasta hazırlanması kız tarafina aittir. Çerez (kuruyemiş) ve meşrubat masraflarını erkek tarafı karşılar. Nişanda, mevlit okutan veya ilahi söyleten ailelere de rastlanılmaktadır.
5. Yüz Görümü
Yüz görümü, nişanın kadınlar arasında yapılmasıdır. Nişan günü yalnız çerez ve giyim eşyaları gönderilir. Ziynet eşyaları ve mücevherler yüz görümü için bekletilir. Kızın evinde toplanan taraflardan, kız tarafı hediyesiz, oğlan tarafı hediyeli gelir. Gelinin yakınlarından başlamak üzere hediyeler takılır. Çay, pasta, çerez ikramından sonra eğlence başlar, özellikle genç kızlar ve gelinler oynatılır. Gelinler oyuna kalkmadan önce kayınvalidelerinin elini öperek müsaade alırlar.
6. Şekerbaşı
Nişan ve yüz görümü bittikten sonra, kız evi güveyi için, bir tepsi içine bir sürahi şerbet ve etrafına da çerez ve tatlı koyarak, elbiselik kumaş, kol saati, kıravat, çorap vb. eşyalarla birlikte gönderir. Şerbet dolu sürahinin boğazına kızın ismini taşıyan nişan yüzüğü bir kurdele ile bağlanarak üzeri tülle örtülür. Oğlan evine gelen şekerbaşı, ailenin büyüğü tarafından açılarak "hayırlı olsun" dileği ile nişan yüzüğü gencin parmağına takılır ve gelen şerbetten içirilir. Hali vakti yerinde olanlar şekerbaşı geldiği gün hısım akraba ve yakınlardan erkekleri davet ederek eğlence düzenlerler. Damadın arkadaşlarının da hazır bulunduğu bu eğlence sırasında yüzük takılır. Şekerbaşı getirenlere hediye verilir. Erzurum'da şekerbaşı yoksul kimseler veya gençlerle gönderilir.
7. Kaynana Görme
Damat adayı nişanlandıktan sonra, kızın annesini görmeye gitmek zorundadır. Kaynana görmeye ev halkı ile birlikte gidilir. Kaynana için elbiselik kumaş ve şeker götürülür. Ekonomik duruma göre diğer ev halkı için de hediyeler alınabilir.
8. Dünür Daveti
Birbirlerine akraba olan taraflardan önce oğlan tarafı, kız tarafını davet eder. Bu davete kızın yakınları (kadınlı-erkekli) çağrılır. Kızın erkeğin evine telli duvaklı gitmesi arzu edildiğinden, oğlan evinin davetine katılması uygun görülmez. Düğünden önce kızın oğlan evine gitmesini uğursuz sayanlar bile vardır. Son zamanlarda bu inancın giderek zayıfladığını görüyoruz. Kız ve oğlan, evlenmeden önce de birbirlerinin evine rahatça gidebilmektedirler. Kız evinin, erkek evinin davetine karşılık vermesi de yaşayan âdetlerdendir.
9. Nişanlı Görme
Nişanlanma işlemi tamamlandıktan sonra, erkek bir yolunu bulup kızın evine gider. Gitme olayı evde erkeklerin bulunmadığı bir zamana denk getirilir. Bu buluşmayı sağlayanlara damat meyve ve çerez cinsinden hediyeler alır. Nişanlı görme sırasında, baş başa kalan gençler birbirlerini tanıma fırsatı bulurlar. Düğün yaklaşıncaya kadar "nişanlı görme" olayı giderek sıklaşır. Düğün yaklaşınca çok sık gelen nişanlıya kız tarafı "enişte tatlı gel" demeye başlar. Böylece daha seyrek gelmesi ima edilir.
10. Bayramlık
Gelinin nişanlılık dönemine dinî bayramlar rastlarsa, erkek tarafının hediye göndermesi mecburiyeti doğar. Ayrıca ramazan ayı için "iftarlık" adı altında: kete, çörek, şeker, pirinç, meyve vb. yiyecek maddeleri gönderilir. Arife günü de "bayramlık" adı ile meyve, çerez, kına ve giyecek elbise gibi hediyeler gönderilir. Kurban bayramı arifesinde ise, hali vakti yerinde olanların koç göndermeleri âdeti vardır. Gönderilecek koçun boynuzları boyanır, alnına veya boynuna bir beşli takılıp emin bir kimseyle gönderilmesi sağlanır. Koçu götürene bahşiş verilmesi âdettendir.
Kaynak: Dr.Lütfü Sezen, Erzurum Folkloru 3. Baskı | 97
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}{{item.YorumMetni}}