ERZURUM OYUNLARI
Bostan Oyunu
Bostan Oyunu
"BOSTAN
Oyuncular:
Bostancı - Bekçiler (Üç kişi, üçüncü kişi dilsizdir) - Hırsız
BOSTANCI - (İçeriye girer. Sağa - sola bakınarak bağırır). Selamünaleyküm
Bu köyün muhtarı kim?
MUHTAR - Hoş geldin, ne olacah? Muhtan benem.
BOSTANCI - Uzah yoldan gelirem, çoh fakirem, bir sürü nüfusum var, hep acından ölirler.
MUHTAR - Ne olacah ya peki?
BOSTANCI - Bene burda bir yer verin de bostan ekim.
MUHTAR - Verim. Anbura hep sene olsun.
BOSTANCI - Burayi bene mi verdin?
MUHTAR - He... Beyen.
BOSTANCI - (Eliyle işaret ederek!) Arburdan anburaya bene.
MUHTAR - Ora fazla gelir sene.
BOSTANCI - Hoş köyli sene bi şey demez gardaş.
MUHTAR - Der, der. O tarafa çıhma.
BOSTANCI - Der mi?
MUHTAR - Der. O taraf köyün yaylasi ora. Ona gızarlar, boşluhtan, meradan al.
BOSTANCI - (İniltili bir biçimde konuşur). Eleyise ben gelim bostan ekim de... Bir sürü nüfusum var. Her aç galacahlar. Satah da Allah rızası için bu yıl bele geçineh. Hele bahah gelecek seneye ne olur? (Muhtara döner, iniltili bir biçimde konuşmaya devam eder). Gardaş, muhtar...
MUHTAR - Efendim.
BOSTANCI - Bene bi tene de bekçi ver.
MUHTAR - Bekçi?
BOSTANCI - He... Bostanı beklesin, ben sakatım.
MUHTAR - (Seyircilerden birini ortaya alarak). Al ahan sene bekçi
BOSTANCI - Bekçi bu mi?
MUHTAR - He, bekçi bu.
BOSTANCI - Bu namussuz olmaz. bu çoh saçli sakgalli. Ben buni beyenmirem. Getsin bu, sen sakgat adamam, bu benli döger. (Bekçi olarak ortaya çıkan kişiye vurur). Bene bele parlah, nice bıyıhlı yahışıhlı bir bekçi lazım.
MUHTAR - (Başka birini ortaya çıkararak). Nasıl bu?
BOSTANCI - (Ortaya gelen ikinci bekçiyle tokalaşır). Sen hoş geldin gardaş.
II.BEKÇİ - Hoşbulduh gardaş, nasılsın?
BOSTANCI - Vallah işte görirsen bir ayağım sakat. Çoh uzahtan gelirem. Bu köyün muhtarı da bene bir yer verdi. Bostan ektim. Bostanımı berkler misin?
II.BEKÇİ - Beklerim.
BOSTANCI - Hah olarah ne istirsen? Ben fakirem, benden az iste.
II.BEKÇİ - Yarısını ver.
BOSTANCI - Olmaz, çoh istirsen. (Muhtara döner). Muhtar, bu çoğ istir.
SEYİRCİLERDEN BİRİ - Çariği boğuzuna.
BOSTANCI - (Bekçiye) Çarıği boğuzan, sırımım ağzan, gabul mi?
MUHTAR - Olsun.
II.BEKÇİ - Olsun.
BOSTANCI - Oldi, ben yatacağım, sen benim bostanı bekle, oldi mi gardaş?
II BEKÇİ - Tamam oldi.
Bostancı yatar, uykuda horlama sesleri çıkarır. Bekçi, ücreti az bulduğu için işini ciddiye almaz. Bostana hırsız girer. Bostancı uyandığında karpuz ve salatalıkların çalındığını görür. Bekçiyi döverek kovar. Mahsulün yarısını vermek kaydıyla başka bir bekçiyle anlaşır. Bu sonuncu bekçi dilsizdir. Bostancı tekrar uykuya dalar. Bekçi dilsiz olduğu için bostana giren hırsıza bir şey söyleyemez. El - kol hareketleriyle ve garip seslerle bostancıyı uyandırır. Bostancı uyandığında mahsulün tümünün çalındığını görür. Bu bekçiyi de döverek kovar.
(Köprüköy - Güzelhisar köyü) "
Oyuncular:
Bostancı - Bekçiler (Üç kişi, üçüncü kişi dilsizdir) - Hırsız
BOSTANCI - (İçeriye girer. Sağa - sola bakınarak bağırır). Selamünaleyküm
Bu köyün muhtarı kim?
MUHTAR - Hoş geldin, ne olacah? Muhtan benem.
BOSTANCI - Uzah yoldan gelirem, çoh fakirem, bir sürü nüfusum var, hep acından ölirler.
MUHTAR - Ne olacah ya peki?
BOSTANCI - Bene burda bir yer verin de bostan ekim.
MUHTAR - Verim. Anbura hep sene olsun.
BOSTANCI - Burayi bene mi verdin?
MUHTAR - He... Beyen.
BOSTANCI - (Eliyle işaret ederek!) Arburdan anburaya bene.
MUHTAR - Ora fazla gelir sene.
BOSTANCI - Hoş köyli sene bi şey demez gardaş.
MUHTAR - Der, der. O tarafa çıhma.
BOSTANCI - Der mi?
MUHTAR - Der. O taraf köyün yaylasi ora. Ona gızarlar, boşluhtan, meradan al.
BOSTANCI - (İniltili bir biçimde konuşur). Eleyise ben gelim bostan ekim de... Bir sürü nüfusum var. Her aç galacahlar. Satah da Allah rızası için bu yıl bele geçineh. Hele bahah gelecek seneye ne olur? (Muhtara döner, iniltili bir biçimde konuşmaya devam eder). Gardaş, muhtar...
MUHTAR - Efendim.
BOSTANCI - Bene bi tene de bekçi ver.
MUHTAR - Bekçi?
BOSTANCI - He... Bostanı beklesin, ben sakatım.
MUHTAR - (Seyircilerden birini ortaya alarak). Al ahan sene bekçi
BOSTANCI - Bekçi bu mi?
MUHTAR - He, bekçi bu.
BOSTANCI - Bu namussuz olmaz. bu çoh saçli sakgalli. Ben buni beyenmirem. Getsin bu, sen sakgat adamam, bu benli döger. (Bekçi olarak ortaya çıkan kişiye vurur). Bene bele parlah, nice bıyıhlı yahışıhlı bir bekçi lazım.
MUHTAR - (Başka birini ortaya çıkararak). Nasıl bu?
BOSTANCI - (Ortaya gelen ikinci bekçiyle tokalaşır). Sen hoş geldin gardaş.
II.BEKÇİ - Hoşbulduh gardaş, nasılsın?
BOSTANCI - Vallah işte görirsen bir ayağım sakat. Çoh uzahtan gelirem. Bu köyün muhtarı da bene bir yer verdi. Bostan ektim. Bostanımı berkler misin?
II.BEKÇİ - Beklerim.
BOSTANCI - Hah olarah ne istirsen? Ben fakirem, benden az iste.
II.BEKÇİ - Yarısını ver.
BOSTANCI - Olmaz, çoh istirsen. (Muhtara döner). Muhtar, bu çoğ istir.
SEYİRCİLERDEN BİRİ - Çariği boğuzuna.
BOSTANCI - (Bekçiye) Çarıği boğuzan, sırımım ağzan, gabul mi?
MUHTAR - Olsun.
II.BEKÇİ - Olsun.
BOSTANCI - Oldi, ben yatacağım, sen benim bostanı bekle, oldi mi gardaş?
II BEKÇİ - Tamam oldi.
Bostancı yatar, uykuda horlama sesleri çıkarır. Bekçi, ücreti az bulduğu için işini ciddiye almaz. Bostana hırsız girer. Bostancı uyandığında karpuz ve salatalıkların çalındığını görür. Bekçiyi döverek kovar. Mahsulün yarısını vermek kaydıyla başka bir bekçiyle anlaşır. Bu sonuncu bekçi dilsizdir. Bostancı tekrar uykuya dalar. Bekçi dilsiz olduğu için bostana giren hırsıza bir şey söyleyemez. El - kol hareketleriyle ve garip seslerle bostancıyı uyandırır. Bostancı uyandığında mahsulün tümünün çalındığını görür. Bu bekçiyi de döverek kovar.
(Köprüköy - Güzelhisar köyü) "
{{item.IsimSoyisim==' '?"Kayıtsız Kullanıcı":item.IsimSoyisim}}
{{tariheCevir(item.KayitTarihi)}}{{item.YorumMetni}}